Fiorino Nemo Bipper | Forum

Orjinalini görmek için tıklayınız: Tuning nedir ?
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2

TUNING YA DA DİĞER ADIYLA MODİFİYE DENİNCE, akla ilk gelen motorda güç artırımı oluyor. Neredeyse motorun üretimiyle birlikte gelişmeye başlayan modifiye işlemi, günümüzde bir sektör haline geldi.

Tabii boyutları da çok genişledi. Artık standardın dışında otomobilin gücünü, yol tutuş özelliklerini ve görünümünü değiştirmek amacıyla yapılan işlemler modifiye olarak adlandırılıyor. Teknolojinin gelişmesi, ürünlerin farklı zevklere göre tasarlanmasını sağladı.
Bu değişimde motorsporlarının da katkısı çok fazladır . Öyleki,kabiniçindeki "süslemelerden" , alüminyum görünümlü depo kapaklarına kadar tüm aksesuarların temelinde motorsporları yatıyor. Dış görünümde jant-lastik, karoser kiti, farlar, far kaşları, son susturucular, aynalar ve hava kanalları otomobili farklı kılan ayrıntılar.

Bu aksesuarlardan bir bölümü, otomobilin sadece görünümüne değil, yol tutuşuna da katkı sağlıyor. Kabinde ise direksiyon simidi, vites topuzu, konsol kaplamaları, koltuklar ve renkli gösterge zeminleri yapılan değişiklikler arasında yer alıyor.

Modifikasyonun temel amacı, gücü artırmak. Standarttan daha geniş piston kullanmak ya da egzantrik milinin derecesini değiştirmek, motora güç kazandırmanın en etkin yolları.

Bunları destekleyen diğer işlemler, elektronik beyin programının geliştirilmesi ve hava emmeyle egzoz sisteminin modifikasyonu.

Turbo takviyeli motorlarda ise bu işlemlere ek olarak turbo valfinin basınç limitini artırmak, intercooler'ı büyütmek ve pop-off supapı monte ederek güç artırılabiliyor.

Otomobilde teknik olarak yapılan modifikasyon , sadece gücü artırmayı değil, yol tutuşu güçlendirmeyi ve frenaj kabiliyetini artırmayı da kapsıyor.

Bu değişimler neredeyse bir zincir gibi birbirini takip ediyor, çünkü gücü artırılan otomobili yolda tutmak için birtakım teknik değişiklikler yapmak ve güvenli durabilmesini sağlamak için fren sistemini güçlendirmek gerekiyor.
Biri eksik olduğunda, kötü sonuçlanabilecek kazaların yaşanması her an mümkün. Bu nedenle modifiye işlemini profesyonel kişilere bırakmak en doğrusu.

Dünyanın en büyük modifiye firmalarının Türkiye temsilcilikleri bu amaçla hizmet veriyor. Bu arada kullanılan parçaların mutlaka belgeli ve trafikte kullanıma uygun olduğuna dikkat etmek gerekiyor.

Dikkate alınması gereken bir başka nokta da bu işin hobi olarak değerlendirilmesi. Son yıllarda özellikle performans tutkunu gençler arasında yaygınlaşan modifiye, farklı amaçlarla yapıldığında, insanların hayatını tehlikeye atacak sonuçlar doğurabilir.

Yarışmak için caddelerin uygun olmadığını da unutmamak gerek !!

CHİP TUNİNG

Chip tuning yeni nesil enjektörlü araçlarda bulunan elektronik kontrol ünitesindeki yazılımın araçta istenilen özelliklere göre değiştirilip aracın performansının arttırılma işlemidir.

Atmosferik araçlarda %6 ile %10 arasında, turbo, benzinli ve turbo dizel araçlarda %15 ile %30 arasında güç artışı elde edilmektedir.Normal kullanımda %4 ile %8 arasında da yakıt ekonomisi sağlanabilmektedir. Chip tuning işlemi, elektronik kontrol ünitesinde yazılımı bulunduran parçanın değiştirilmesi veya yeni baştan programlanması ile gerçekleştirilmektedir.

Çoğu otomobilde geçerli olan , eski chip'in yerine yeni bir chip takmanın yanında ; farklı bir modül, seri programlama, ve çoğu japon otomobilinde de Icon Race gibi yöntemlerle chip tuning yapılabilmektedir.

Chip Tuning iki ana şekilde yapılır:

1. Aracın beynindeki chip sökülerek Superchips tarafından özel olarak programlanmış yeni bir chip takılmasıyla .

2. Eğer aracın orjinal chipi yeniden programlanabilir ise orjinal program yerine Superchips'in modifiyeli programının aktarılması.

SUPERCHIPS uygulamasından ne kadar kazanç elde edilir?

Superchips , bir chip programı yazarken o aracı özel bir dinamometreye bağlar , ve o aracın tüm ince ayarlarını yapar. Yani tüm ateşleme avansı ve yakıt püskürtme stratejilerini, yakıt tasarrufunu günlük kullanımda çok etkilemeden , maksimum performans öncelikli hale getirir. Bu sayede atmosferik araçlarda yaklaşık %10 beygir gücü ve tork artışı elde edilir.

Bu güç artışı aracın tam gaz kullanımında aracın genel performansını arttırırken, günlük kullanım koşullarında çok daha canlı ve hızlı tepki verir hale getirir.

ECU nedir?

ECU (Motor Kontrol Ünitesi) otomobilin motor bölümünde veya yolcu kabini içinde bir yere monte edilmiştir. Boyutları bir oto teybinden daha küçüktür. Bu küçük cihaz birden fazla microbilgisayar içermekte ve motorun değişen koşullarda en verimli şekilde yönetimini sağlamaktadir. Bu microbilgisayarlar, EPROM bir chip içerisinde bulunan bir programı çalıştırmaktadır.

ECU, tüm motor yönetimi ve kontrollerinden sorumludur, ve motorun çalışma şartlarını sürekli olarak denetler, parametreleri hesaplar ve sürekli olarak değişkenleri ayarlar.

Tüm bu ayarlamalar, motorun yükü, devri, çevre değişkenleri (hava sıcaklığı, hava yoğunluğu, motor sıcaklığı, barometrik basınç vs…) göz önüne alınarak bir saniye içerisinde yüzlerce kez gerçekleşir…

Bu ölçümler, basınç, sıcaklık, devir, hız, hava yoğunluğu vs…gibi değişkenlerin, milyarda bir sapma ile, motor içinde bulunan yüzlerce sensör tarafından yapılması ile mümkün olmaktadır…ECU bu değerleri algılar, ardından EPROM içerisinde bulunan haritadan ilgili değerleri bulur, ve de ateşleme zamanlaması, optimum yakıt miktarı, turbo basıncı, emisyon değerleri gibi değişkenleri hesaplayıp uygulamaya geçirir…
Bütün bu işlemler saniyenin binde biri cinsinden sürelerde gerçekleşmektedir.

Tuning
Tuning kelimesi İngilizce'de değiştirmek ayarlamak anlamına gelmektedir. Otomobil sektör dilinde ise yeniden tasarlamak, araba sahibinin zevk ve beğenisine göre yeniden tasarlamak anlamlarına gelmektedir.

Tuning kapsamında arabanın gücü arttırılabilir. Bu artışta aracın standart motoru belirleyici etkendir. Arabanın orjinal motorunun chip'li (yani özel bir işletim sistemiyle çalışan beyninin) olması, dizel veya benzinli olması, turbo enjeksiyon sisteminin olması bu kıstasların en başında gelir.

Arabanın artan gücünün kontrol edilmesi için bir takım modifikasyonlar da yapılır. Bunların en başında daha güvenli fren sistemi gelir. Yüksek hızlarda araç kontrolünün güvenle sağlanması için süspansiyon sistemi de değiştirilebilir. Süspansiyon sistemi değişimini , cant ve tekerlek boyutlarının yeniden ayarlanması ve iz aralığının değiştirilmesi izler.

Aracın performans sisteminde yapılan bu değişikliklerden sonra araç tasarımı yeniden gözden geçirilir.

Cantlar da arabayı gösteren en önemli aksesuarlardandır. Cant seçimi de en önemli husustur. Aracı kullanım şartlarınıza (off road, şehir içi, uzun yol) göre doğru bir seçim yapmalısınız. Seçeceğin cantın hafif olması motor performansını doğrudan hissetmeniz açısından çok önemlidir.
Örneğin gösterişli duran 20 inçlik 10 kilo bir cant yerine , 19 inçlik 7 kiloluk bir cant seçmeniz size hem kalkışlarda daha az sarsıntı yaşatacak, hem de yakıt tüketimi fazla arttırmayacaktır.
Son zamanlarda krom alaşımlı cantlar sıkça kullanılmaktadır. Ancak unutulmaması gerekir ki, krom alaşımlı cantların bakımı ve onarımı daha zor ve masraflıdır.

Bir diğer önemli aksesuarda da rüzgarlıktır.
Rüzgarlıklar genellikle arabanın arka bagajının üstüne takılır. Araç altından gelen havanın yol tutuşunu bozmaması ve arka tekerleklerin yoldan kopmaması için yeri geldiğinde hayati önem taşır. Rally araçlarına baktığınızda arabanın arka kısmında kocaman rüzgarlıklar görürsünüz.

Bu bahsettiğimiz konunun ciddiyetini ortaya koyar. Ancak her spoiler (rüzgarlık) yol tutuşunu iyileştirmez. Rüzgarlığın , üreticiler tarafından rüzgar testlerinden tarafından geçirilmesi gerekir. Bunu özel olarak yaptırmanız zor göründüğünden , aracın yetkili servisinden orijinal rüzgarlık temin etmeniz lehinize olacaktır.

Tamponlar ise günümüzdeki arabaların olmazsa olmazlarındandır.

Geçmişteki araçlarda tampon diye bir kavram yokken, günümüze doğru ufak çarpmalar ve çizilmelerden gövdeyi korumak için ayrı parçalar haline getirilmiştir.

Yeni bir tampon tasarlanırken spoilerlerde olduğu gibi bunlarında rüzgar testlerinden geçirilmesi , ayrıca yüksekliğinin de doğru ayarlanması gerekir. Aksi taktirde, tamponlarınızdaki çizilmeleri, çarpmaları ve kırılmaları , aracınızın yerle veya kaldırımlarla teması sonucunda görebilirsiniz.

Sıra aracınızı kullanmaya geldiğinde çok daha titiz olmalısınız.

Bu titizliği yaya sağlığı için hiç unutmamanız gerekmektedir.

Şehir içinde ve dışında hız limitleri içinde aracınızı kullanırken, özel test ve sürüş alanlarında ise gerekli güvenlik tedbirlerinizi aldıktan sonra arabanızın limitlerini zorlayabilirsiniz. ( ALINTIDIR )

--------------------------------------------------------------------------------
yıllar önce egzostu değiştirmekle başlayan modifiye sevdası gelişen teknoloji ile çok geniş bir müdahale imkanı veriyor meraklılarına...

ben otomatik fio kullanıyorum ve gücü yol tutuşu şimdilik yeterli..
değiştirmek istediğim yer ise debriyaj kontrolü,bu konuda biraz araştırma yaptım ama hiçbir şey elde edemedim..
yetkili servisin de bu konuda hiç bir bilgisi yok zaten ilk lafları oooo olmaz garanti bozulur oluyor..

daha önce kullandığım 3 adet otomatik aracım freni bıraktığımda rölantide bile dur kalk trafikte ileri harekete başlıyordu..
fakat fiorino freni bıraktığımda gaza basmamı bekliyor debriyajı bırakmıyor,devamlı gaza bas bırak dur kalk yavaş ilerleyen trafikte hem otomatiğin mantığına aykırı hemde yakıt tüketimini artırıyor bence..

acaba diyorum yazılımla bunu düzenleyebilirmiyiz,bilgisi fikri olan varsa paylaşırsa memnun olurum..

NemO_R

Söylediğin mantık olarak yanlış gibime geldi aracın sürekli yüksek rolintide olursada frene bastığında bile gaz verip aracını zorlamaya eş değer olarak yakıtını harcamaya eşdeğer olarak kavrama elemanlarının aşınmasına sebep olacak.Bence düşük rolanti aracını stop eddirmediği sürece daha mantıklı ki conformatik sensodrive multiptronic vs. bu teknolojileri bulanlar bunları belirli değerlere hesaplamalara göre yaptıklarına inanıyorum daha yararlı olsaydı düz otomatik kullanırlardı.
nemo nun dedigi gibi arac rolantide olursa sürekli sen bu aracın freninin bıraktıgında gitmeye başlıcak frene bastıgındada ısıkda durdugunda gene rolanti yüksek oldugundan arac zorlamaya başlıcak ve yakıt sarfiyatı artacak durmak istediginizde örnegin park moduna aldıgınızdada gene yüksek devirde calısacak bunlar mantık la düşününce biraz bana olumsuz geldi

NemO_R

Gereksiz güç sarfiyatı bence işin özü
fiodan önceki aracım opel astra, easytronik isimli şanzımalıydı,fiorinodaki sistemle aynı yani otomatikleştirilmiş düz şanzıman ve aynı yazdığım gibi çalışıyordu..ben freni bıraktığımda rölanti aynı devirde (800-900 gibi) gaza basmasamda debriyaj bırakmaya başlıyor ve araç yavaşça ilerliyordu,eğer trafik hızlanırsa gaza basıyordum yada önümdeki araç bir kaç metre de durursa hiç gaza dokunmadan dur kalk yapardım..opelden önceki araclarım otomatik bmw ve ford scorpio da da aynı şekilde idi,pejo ve citroen kullandım freni bırakınca araç ilerlemeye başlıyordu,uzun yıllar otomatik kullananlar ( otomatikleştirilmiş düz şanzımanlar dahil) beni anlayacaktır smile
(23-01-2011, Saat:02:23)Nikkfurie Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]fiodan önceki aracım opel astra, easytronik isimli şanzımalıydı,fiorinodaki sistemle aynı yani otomatikleştirilmiş düz şanzıman ve aynı yazdığım gibi çalışıyordu..ben freni bıraktığımda rölanti aynı devirde (800-900 gibi) gaza basmasamda debriyaj bırakmaya başlıyor ve araç yavaşça ilerliyordu,eğer trafik hızlanırsa gaza basıyordum yada önümdeki araç bir kaç metre de durursa hiç gaza dokunmadan dur kalk yapardım..opelden önceki araclarım otomatik bmw ve ford scorpio da da aynı şekilde idi,pejo ve citroen kullandım freni bırakınca araç ilerlemeye başlıyordu,uzun yıllar otomatik kullananlar ( otomatikleştirilmiş düz şanzımanlar dahil) beni anlayacaktır smile
pekı rolantıde olması sureklı yakıt konusunda fark etmıyormu o kadar otomatık hakkında blgım yok mantık yuruttuk mantıga gore yuksek rolantıde olması sureklı yakıtta artıs yapar dıe dusunuyorum
(22-01-2011, Saat:23:00)61AY161 Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]nemo nun dedigi gibi arac rolantide olursa sürekli sen bu aracın freninin bıraktıgında gitmeye başlıcak frene bastıgındada ısıkda durdugunda gene rolanti yüksek oldugundan arac zorlamaya başlıcak ve yakıt sarfiyatı artacak durmak istediginizde örnegin park moduna aldıgınızdada gene yüksek devirde calısacak bunlar mantık la düşününce biraz bana olumsuz geldi


sizin yazdığınız eski nesil yağ basıncı ile çalışan şanzımanlar için geçerli üstadım.....
otomatikleştirilmiş düz şanzımanlarda bu şekilde ışıkta dururken araç ileri gitmeye zorlanmaz dolayısıylada fazla benzin harcamaz,viteste dursanız bile debriyaj tam basılıdır ve siz freni bırakmadıkça basılı kalır veya vitesi N ye alırsanız debriyajı bırakır..

fakat fiorinodaki şanzıman dur kalk trafikte yarım metre bile gidecek olsanız gaza basmanızı bekliyor hareket etmek için ..gaza her bastığınızda da yakıt tüketimi rölanti değerinin on misli üzerine çıkıyor,bunu yol bilgisayarındaki anlık tüketim ekranından görüyorum,freni bırakıp gaza bastığımda tüketim rakkamı 5 ila 10 lt arasında değişiyor,oysa 1.3 dizel bir motorun rölanti tüketimi 0,4 litre (400 miligram) geçmez..

şöyle de yazayım,düz viteste gaza basmasanız bile debriyajı yavaşça bıraktıkça araç ileri gitmeye başlamazmı ki belli bir hıza kadar ( 10 km kadar) hızlanır..benim istediğim vede bugüne kadar kullandığım şanzımanlarda da gördüğüm buydu,freni bırakınca fiorino da en azından bir iki metre gaza basmadan ilerlesin istiyorum ..

uzun oldu smile kafanızı şişirmem inşllh

muallim

yok yok nikfrue iyi gidiyo şanzımanı ögrenmiş oluyoruz.
ama ben kısa ve net cevab isitiyorum kitabda şanzımanın ısınmasından bahsetmiş bunu önlemek için rampalarda aracı kaymasın diye veya beklerken gaza hafif dokunuk tutmak şanzumanı aşırı ısıtıyor diyor. şimdi mesela kırmızıda beklerken yada durudk biriyle konuşuyoruz bu konumda vites ne olmalı N demi yoksa 1 konumu mu nasısa araç beklerken öne kayma egilimi yok ancak tam otomatiklerde frene basmasanda araç gidiyor. ben R ye taktıgımda araç düz de duruyor ama tam otomatikler yine R de de gidiyor. bizim konum ne olmalı
üstad eğer 20-30 saniyeden uzun duracaksanız bence vitesi N ye alın, trafik yavaşda olsa dur kalk akıyorsa 1 de yada D de vitesi bırakmak yeterlidir..

biriyle konuşacak kadar duracaksanız motoruda stop edin derim..
otomatik düz şanzımanlar aslında debriyajı otomatikleştirilmiş düz şanzımanlardır bildiğiniz gibi,uzun süre (mesela 1 dk dan fazla durduğunuzda) hareketsiz kaldığınızda ve vites 1 de ise debriyaj çatalı baskı yaylarına devamlı basınç uyguladığı için fabrika vitesi boşa almayı öneriyor..hatta start stop sistemi varsa aracınız otomatik stop ediyor ekonomi için

Sayfalar: 1 2