Fiorino Nemo Bipper | Forum


Ototmotiv deyimleri; neyi, nasıl anlamalıyız
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Konu: 451
Mesaj: 2,197
Cinsiyet: Erkek
Kıdem: 29-11-2010


Neyi?
Nasıl Anlamalı?
1.4 TDCi motor:
Ford Fusion'ın yeni güç kaynağı olan, 1.4 litre hacimli, common-rail direkt enjeksiyonlu, turbo dizel TDCi motor, Ford'un PSA Group'la giriştiği motor geliştirme ortaklığının DV4 kodlu ilk meyvesi. İlk olarak Peugeot 206'da kullanıldıktan sonra Citroen C3 ve Peugeot 307'de de yararlanılan motor, Ford'da ilk olarak Fiesta'da yer aldı. Gücü ve sağladığı ekonomisiyle kullanıldığı otomobillerde kendini çoktan kanıtlayan motor şimdi Ford Fusion kaputunun altında yer buldu.
1.4 T-Jet 150 HP:
1.4 litre T-Jet motor, muhteşem turbosuyla 1275 kilogramlık kütleli Bravo'nun ileri doğru atılmasını sağlıyor. 150 HP gücündeki motor, spor modda maksimum torkunu 230 Nm'ye çıkarıyor. Bu fonksiyonla araç, 0-100 km hızlanmasını 8.2 saniyeye indiriyor. Turbolu Bravo belirgin-hızlı geçişli 6 ileri şanzımanı ve sert süspansiyon yapısıyla sürüş zevkini üst düzeye çıkarıyor.
150 HP'lık THP Motor:
1.6 litre 4 silindirli 1598 cc THP motorunun maksimum gücü 5800 d/d'de 150 HP olup üstten eksantrik milli on altı supaplı silindir kapağına sahiptir.
185/70 R14 nasıl okunur:
"185" mm cinsinden lastik genişliğini, "70" % ile en boy oranını (% ile lastik yüksekliğinin lastik genişliğine oranı), "R" radyal olduğunu ve "14" inç cinsinden jant çapını ifade eder.
20W-40:
20W-40 ifadesi yağın SAE viskozite değerini ifade eder. SAE (Society of Automotive Engineers = Otomobil Mühendisleri Birliği) tarafından kabul edilen viskozite sınıflaması, yağların viskozitelerini belirli viskozite aralıklarını belli numaralar ile ifade etmek esasına dayanmaktadır. 20W-40 benzeri ifadeler dört mevsim (çok dereceli) yağları ifade eder. "20W", +100 C'5.6 mm2/s'lik kinematik viskoziteyi (-10 C'de 4500 ilk çalıştırmayı ve -20 C'de 60.000 pompalama) ve "W" ise kış şartlarını ifade eder. "40" sıcak havalarda kullanılan ve +100 C'de minimum 12.5 mm2/s'lik kinematik viskozite ile sınırlandırılan yağlar.
4 MOTION:
4 motion sistemine sahip araçlar, otomatik olarak devreye giren, dört çekerli sistem ile donatılmıştır. Sürüş tarzı ile yol koşullarına uyum gösterecek şekilde çekiş gücü otomatik olarak ayarlanır. Çekiş tekerlekleri durdurma gücü, iki tekerlekten çekişli araçlardaki gibidir. Bunun için araç, kaygan zeminlerde iyi hızlanma olanağı bulunmasına rağmen, asla yüksek hızlarda kullanılmamalıdır. Islak bir zeminde hızla gidildiğinde, ön tekerlekler kayabilir. Önden çekişli araçların tersine bu sisteme sahip araçlarda motor aniden yüksek devir yapmaya başlamasına rağmen, kaymanın farkına varılmaz. Bu yüzden bu tür araçlarda, aşırı hızla değil, yol şartlarına uygun hızda gitmek daha doğrudur.
5W-30 yağı:
5W-30 benzeri yağlar, dört mevsim (çok dereceli) yağları ifade eder. Soğuk havalarda kullanılan ve -40 C'deki viskozite ile sınırlandırılan yağlar. "5", kinematik viskoziteyi (mm2/s) ve "W" ise kış şartlarını ifade eder. "30" sıcak havalarda kullanılan ve +100 C'deki viskozite ile sınırlandırılan yağları. W harfi İngilizce (Winter = Kış) kelimesinin ilk harfi olup, söz edilen yağların kış şartlarına göre tarif edildiklerini ifade eder.
ABS Sistemi Fren Mesafesini Kısaltır Mı:
ABS fren sistemi, fren mesafesini azaltan bir yapıda çalışmamaktadır. Frenleme sırasında tekerlek hız müşirlerinden gelen sinyali ABS kontrol grubu değerlendirir/hesaplar ve buna göre fren basıncının ayarlamasını yapar. Böylece tekerleklerin bloke olmadan (dönerek) yavaşlamasını veya durmasını sağlar. Bunun sonucunda aracın şerit içinde doğrusallığı bozulmaz ve güvenli bir frenleme sağlanmış olur.
ABS:
Orijinal İngilizcesiyle Anti-lock Braking System, türkçeye "kilitlenmeyi önleyici fren sistemi" olarak çevrilebilir. ABS, fren yapılırken tekerleklerin kilitlenmesini önler. Frenleme etkisini artırmanın yanı sıra stabilite ve yönlendirme yeteneği de korur.
ACEA:
Orijinal ifadesiyle "Association des Constructeurs Européens d'Automotive" (Association of European Automotive Manufacturers) olan ACEA Türkçeye "Avrupa Otomotiv Üreticileri Birliği" olarak kazandırılabilir.
Ackermann yönlendirme geometrisi:
İdeal dönüş geometrisi, lastik ovma hareketini minimize eder ve bu geometri Ackermann yönlendirme geometrisi olarak tanımlanır. Ackermann geometrisinden kaynaklanan sapmalar; lastik aşıntısını ve yönlendirme sistemi kuvvetlerini kayda değer biçimde etkiler fakat aracın yönlendirme cevabı üzerinde çok az bir etki gösterir.
Actuator:
Türkçeye; son kontrol elemanı, aktüatör, aktör, çalıştırıcı, kumanda edici gibi tanımlamalarla kazandırılabilir.
Açık Filtre:
Bu filtre, motor ünitesine bağlı kutu ve onun hava almasını sağlayan boru sökülerek direk yoldan motorun hava girişine bağlanırlar. Böylece direnç azalmış ve hava emişi kolaylaşmış olur.
Adaptif kokpit:
Araçların kullanıcı odaklı olması amacına yönelik olarak uyarlanabilir kokpit adı altında bir kokpit düzenleme sistemidir. Bu kokpit düzenleme sisteminde, her defasında ayar yapmak yerine, kişiye özel ayarlar yapılır ve bu ayarlar sisteme kaydedilir. Sürücü kendi kaydettiği ayarları seçerek kokpitdeki gösterge düzenini, koltuk ayarlarını ve dikiz ayna ayarlarını otomatik olarak oluşturabilir.
AdBlue Yöntemi:
Aşırı çevreci taşıtlar (EEV, Enhanced Environmentally-friendly Vehicles) adı altında geliştirilen yöntemlerle egzoz gazlarındaki azot oksitler azaltılmaktadır. Bu amaçla motorlu araç üreticileri, Euro 5 ve 6 normlarının gerekleri için SCR (Seçici Katalitik Redüksiyon) ve EGR (Egzoz gazı geri dönüşümü) olmak üzere iki farklı yöntem kullanmaktadır. SCR yönteminde AdBlue kullanılmaktadır. AdBlue; motordan çıkan zehirli azot oksit (NOx), karbon monoksit (CO) ve hidrokarbonları kimyasal tepkimeyle zararsız azot (N2), karbondioksit ve su buharına (H2O) dönüştüren, % 32,5 üre % 67,5 su oranında bir karışımdır. Euro 4 motorlar, ortalama 25 litre yakıt için 1 litre AdBlue tüketmektedir.
Aeorodinamik:
Araçların havanın içerisinde nasıl hareket ettiğini inceler. Aerodinamikte; katı bir cisim (otomobil gibi) etrafında akan hava veya hareketsiz duran hava içinde hareket eden katı cisim söz konusudur.
Aerodinamik direnç katsayısı:
Bu katsayı, bir aracın dış formu sebebiyle düzgün doğrusal akım içinde oluşturduğu süreksizlik ve girdaplar gibi hava hareketlerinin sonucu ortaya çıkar. Dış form itibariyle araç ne kadar pürüzsüz olursa direnç katsayısı ve buna bağlı olarak direnç kuvveti de o derece küçük olur. Direnç katsayısının azaltılabilmesi için araç formları gün geçtikçe aerodinamikteki adıyla damla formuna benzetilmeye çalışılmaktadır. Damla formunun özelliği doğrusal akımda bilinen en az pürüzlülüğe sebep olan yapı olmasıdır.
Aerodinamik kayıplar:
Aerodinamik kayıplar üç kısımda incelenebilir. Birincisi taşıtın sınır tabakasında küçük miktarda oluşan, türbülans ile meydana gelen sürtünme kayıpları, bir diğeri taşıtın radyatör kısmından ve havalandırmasından giren sürtünme kayıpları, üçüncüsü ise sınır tabakanın yüzeyden ayrılma noktasında oluşan, büyük ölçekli türbülansın sebep olduğu kayıplardır. Aerodinamik çalışmaların esasını; sınır tabakanın, taşıtın yüzeyinde türbülans meydana getirmeyecek bir şekilde oluşturmaktır.
Aerodinamik tasarım:
Otomobil tasarımının aerodinamik olması; yakıt ekonomisini, aracın yol tutuşunu ve gösterdiği performansını etkilemektedir.
Aerodinamik:
Aerodinamik, genel anlamda havanın hareketini inceleyen bilim dalıdır. Hareketsiz duran bir aracın etrafından akan hava veya hareketsiz duran hava içinde hareket eden bir aracın söz konusu olduğu durumdur.


Ağırlık merkezi:
Bir cismin moleküllerine etki eden yerçekimi kuvvetlerinin bileşkesinin uygulama noktasına ağırlık merkezi denir. Homojen yapılı ve simetrik cisimlerde ağırlık merkezi simetri eksenlerinin kesişme noktasındadır. Basit geometrik şekillerin veya basit geometrik şekillere bölünebilen cisimlerin ağırlık merkezleri çizim yolu ile kolaylıkla bulunabilir.
Ağırlık transferi:
Frenleme esnasında, oluşan dinamik yük transferleri taşıtın ağırlık merkezinin yerden yüksekliğinin, taşıtın ağırlığının, dingil açıklığının ve negatif ivmelenme oranının bir fonksiyonudur.
Ağırlık/güç oranı:
Araç performansının ve ivmelenme kabiliyetinin bir ölçüsü ağırlık/güç oranıdır. Her araç için optimum ağırlık/güç oranı vardır.
Akıllı Otomobil (Smart Car):
Şerit takip sistemi, kaza öncesi emniyeti iyileştiren uygulamalar ve gelişmiş seyir kontrolü gibi sistemlere sahip araçlara akıllı araçlar denebilir. Smart car, gelişmiş iletişim teknolojileri ve ileri sürüş kontrol sistemlerinin kombinasyonundan oluşur.
Aktif emniyet:
Aktif emniyet, sürücünün kazadan kaçınması için, taşıtın kumanda ve frenleme yetenekleriyle, bilgilendirme sistemleri ve ergonomik olarak yerleştirilmiş kumandalarını kapsar. Kaza ihtimalinin azaltılması ya da araçların kaza oluşumuna daha az yol açacak biçimde yapılandırılması, araca daha çok aktif güvenlik elemanlarının ilavesiyle mümkündür. Aktif güvenlik elemanları, herhangi bir kaza ihtimali öncesinde, kazadan korunmak için devreye giren veya devrede olan güvenlik elemanlarıdır. Aktif güvenlik; genel olarak algılama emniyeti, sürücünün konumu ve seyir özelliklerini kapsar.
Aktif Sapma Kontrolü:
Aktif sapma kontrolü; aracı dengelemek için ayrı ayrı her tekerlekteki tahrik ve fren kuvvetini sınırlandırır. Patinaj kontrolü, hızlanma esnasında tekerleklerin yol yüzeyinde patinaj yapmasını engeller. Çekiş kontrol sistemi ise düşük hızlarda devrededir ve tahrik gücünü patinaj yapan tekerlekten patinaj yapmayan tekerleğe aktarır.
Aktif-karbonlu kabin (polen) filtresinin avantajları:
İlave aktif karbon tabakası ozon, benzol ve toluel gibi gaz halindeki pattikülerleri absorbe ederek bu zararlı maddelerin araç içine ulaşmasını engeller. Kurum, toz partikülleri, polen ve bakteri gibi tüm kirleticiler % 100' e kadar filtrelenir. Bu filtreleme sistemi, tünellerde ve trafik sıkışıklıklarında klima ve fanların karşılaşabileceği aşırı zor koşullarda bile performansını yitirmeksizin etkili çalışır. Aktif karbonlu kabin filtreleri, özellikle yaz aylarında ve kirli havalarda hem sürücünün hem de yolcuların temiz hava solumasına büyük katkı sağlar.
Akü:
Akü enerji depolama kaynağıdır. Aküler, elektrik enerjisini kimyasal enerji halinde depo eder ve devrelerine elektrikli alıcılar bağlandığı zaman bu kimyasal enerjiyi tekrar elektrik enerjisine dönüştürür.
Aküde gaz oluşum voltajı:
Gaz oluşum voltajı, akünün üzerinde gaz çıkışının belirgin şekilde başladığı andır. Gaz çıkışı, kutup voltajı 14.4 V (2.4 V hücre voltajı) olduğunda durmaktadır.
Akünün kapasitesi:
Birimi amper-saat (Ah) olarak tanımlanır. Akünün kapasitesi aktif maddelerin ağırlıkları ile ilgilidir. Aktif madde ise elektriğin miktarıdır. Kapasite, akünün 20 saat sürede verebileceği akım miktarıdır.
Akünün nominal voltaj:
Araç akülerinde bir hücrenin nominal voltajı bazı standartlara göre belirlenmiştir. Bir akünün nominal voltajı, her bir hücrenin nominal voltajı ile hücre sayısının çarpılması ile elde edilir. Araç akülerinin standartlaştırılmış nominal voltaj 12 Volt'tur.
Algılayıcılar ve çalıştırıcılar:
Bu kavram "sensörler ve actüatorlar" olarak ta algılanabilir. Sensörler, fiziksel ya da kimyasal (genellikle elektriki olmayan) büyüklükleri, elektriksel sinyallere dönüştüren elemanlardır. Sensörler bu sinyallerini elektronik kontrol ünitesine (EKÜ) gönderir. Yani sensörler bilgi toplayıcı rolü üstlenir. EKÜ birçok sensörden aldığı bilgileri kimi zaman çalıştırıcılara/kumanda edicilere (actuator) aktararak kimi zaman da belleğinde saklayarak ileride kullanmasını temin eder. Bir sistemde kullanılan sensör ve actuator sayısı, o sistemin yapacağı işi ve kompleksliği ile doğru orantılıdır.
Alt ölü nokta (AÖN):
Pistonun silindir içinde inebildiği en alt noktada, yön değiştirmek için bir an durakladığı yerdir. Kısaca A.Ö.N. olarak belirtilir.
Amortisör çeşitleri:
Amortisörler kuru ve akışkan esaslı (sıvılı, gazlı) tipler olmak üzere iki ana bölüme ayrılırlar.
Amortisör ve yay modifiyesi:
Amortisörlerin modifiye amaçlı değişik sertleştirme yöntemleri vardır. % 25, % 50, % 75 ve %100 olarak amortisör sertlikleri değişik yöntemlerle sağlanabilmektedir. Sertleştirme işlemini ustalar kendi el becerileri ile atölye imkanları ölçüsünde yapmaktadırlar. Süspansiyonun spor karakterini arttırmak için amortisör sertleştirmenin yanında yay kestirme ya da spor yay kullanma metotları da uygulanabilir. Bu yöntemle yayın tepki karakteristiği değiştirilmektedir. Yayların kestirme metodu önemli bir unsurdur. Süspansiyonu daha spor yapmak istiyorsanız bu durumda daha sert (spor) yay kullanmanız ya da yaydan yarım bakla kestirme yaklaşımı benimsenebilir.
Amortisör ve yay:
Amortisörler, araç süspansiyon sistemlerinde yaylarla birlikte kullanılarak yoldan tekerleklere gelen sarsıntı ve titreşimlerin aracın şasisine iletilmeden emilmesini sağlarlar. Burada amortisörlerin rolü yaylardan daha değişik bir karakter gösterir. Bu sistemlerde yay tarafından depolanan enerji, salınımlar halinde şasiye iletilmeden amortisörler tarafından emilir. İşte bu prensibe dayanarak yaylar; yolun düzgünsüzlüklerinden dolayı meydana gelen darbe ve salınımları, araç gövdesine iletmeyerek depolarlar. Amortisörler ise hareket yönüne ters doğrultuda gösterdikleri direnç ile gerek ilk anda tekerlekten gelen enerjiyi ve gerekse yayda depolanan enerjiyi yutarak ısıya çevirirler.
Amortisörler:
Süspansiyon sistemlerinde yay tarafından depolanan enerji, salınımlar halinde şasiye iletilmeden amortisörler tarafından emilir. İşte bu prensibe dayanarak yolun düzensizliklerinden dolayı meydana gelen darbe ve salınımlar/titreşimler, yaylar tarafından depolarlar. Amortisörler ise hareket yönüne ters doğrultuda gösterdikleri direnç ile gerek ilk anda tekerlekten gelen enerjiyi ve gerekse yayda depolanan enerjiyi yutarak ısıya çevirirler. Böylece sarsıntıları yok ederler.
Antifriz:
Sıfır derece ve altında radyatör suyuna katılarak suyun donmasını önleyen kimyasal madde. Antifriz ayrıca radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da kullanılır. Türkiye iklim koşullarında maksimum koruma için % 33 ile % 50 arasında antifriz kullanımı tavsiye edilmektedir. Karışım yaparken sert sulardan kaçınılması gerekiyor. Çünkü sert sular antifrizin içindeki koruyucu katıkların etkisini azaltıyor. Bu nedenle musluk suyu yerine yumuşatılmış ve distile edilmiş su kullanılması tavsiye ediliyor.
Aracın kararlı kullanım karakteristikleri:
Aracın kararlı kullanım karakteristiklerini etkileyen faktörler; ağırlık dağılımı ve lastik dönüş katılıklarıdır. Lastikler ile yol arasındaki sürtünme katsayısındaki düşmenin ya da araç hızındaki artışın temel etkisi, kullanım stabilitesini azaltır. Yanal ivmenin (lateral acceleration) düşük seviyelerinde, araç hafif bir şekilde önden kaymaya eğilimlidir.
Aracın kullanım performansı:
Aracın kullanım performansı, sürücünün gaz, fren, debriyaj ve direksiyon hareketlerine aracın verdiği tepkiyi gösterir. Aracın kullanılması, araç-sürücü kombinasyonunun kapsamlı bir ölçüsüdür. Sürücü ve araç, kapalı döngülü bir sistemdir. Bunun anlamı; sürücü aracın yönünü ya da konumunu izler ve arzulanan hareket için gerekli müdahaleyi yapar.

Aracın kullanım performansı:
Aracın kullanım performansı, sürücünün gaz, fren, debriyaj ve direksiyon hareketlerine aracın verdiği tepkiyi gösterir. Aracın kullanılması, araç-sürücü kombinasyonunun kapsamlı bir ölçüsüdür. Sürücü ve araç, kapalı döngülü bir sistemdir. Bunun anlamı; sürücü aracın yönünü ya da konumunu izler ve arzulanan hareket için gerekli müdahaleyi yapar.
Aracın künyesi:
Bir aracın künyesinde; aracın tip onay numarası, şasi numarası, aracın brüt toplam ağırlığı, ön ve arka dingil kapasiteleri gibi bilgiler bulunmaktadır. Aracın künyesini oluşturan en önemli temel bilgilerden biri hiç şüphesiz şasi numarasıdır.
Aracın performansı:
Performans, aracın karşılaşacağı çeşitli koşullardaki etkin kullanım yeteneği ve bunlara uygunluğunu ifade eder.
Aracın silkelenmesi:
Araçlardaki silkelenme vitesin, düşük devirlerde bir üst vitese geçirilmesinden oluşur.
Aracın Sürüş Dinamiği:
Birçok kuvvet tarafından etkilenmektedir. Aracın uzunlamasına dinamiği örneğin sürüş ve sürtünme direncini, çekiş ve frenleme kuvvetini kapsar. Yanal dinamik ise örneğin virajlardaki merkezkaç kuvveti, ön veya arka aksın kayması olabilmektedir.
Aracın tanıtım plakası/kartı/etiketi (Tip plakası):
Aracın tanıtım plakasında; aracın tip onay numarası, şasi numarası, aracın brüt toplam ağırlığı, ön ve arka dingil kapasiteleri gibi bilgiler yazılıdır.
Aracın Üretim Topolojisi:
Üretici aracın tasarımında; konfor, çevre, ekonomiklik, kalite, aktif emniyet, dizayn ve pasif emniyet gibi faktörleri hedef müşteri kitlesinin ihtiyaç ve beklentilerine göre tasarlar.
Aracınız için doğru oktan sayısını nasıl anlarsınız:
Bunu anlamanın tek yolu aracınızın kullanım kılavuzuna bakmaktır. Aracın kullanıcı el kitabında araştırma oktan sayısı (RON) 95 olarak belirtilmişse ve yakıt doldurma erişim kapağının iç yüzünde herhangi bir kısıtlayıcı ibare -örneğin "unleaded fuel only" sadece kurşunsuz benzin- bulunmuyorsa pompa oktanı 91 ve üzeri olan kurşunlu ve kurşunsuz benzin kullanılabilir.
Araç iç gürültü kaynakları:
Araç iç gürültü kaynakları oldukça fazladır. Motor ve aksamının, lastiğin yanında aracın altına asılan egzoz sistemi ve bağlantıları, panel titreşimleri, rüzgar, dönen bütün elemanlar (vites kutusu dişlileri, diferansiyel vs.) gibi birçok kaynak ve taşınım yolu iç gürültüde etkili olmaktadır. Lastik gürültüsü dış gürültüde lastik ile zemin arasındaki temas ve hava sıkışma olaylarında oluşmakta iken iç gürültüde daha çok süspansiyon sistemi üzerinden geçen titreşim kaynaklı olaylar etkili olmaktadır.
Araç için Doğru Oktan Sayısı:
Bunu anlamanın tek yolu aracınızın kullanım kılavuzuna bakmaktır. Aracın kullanıcı el kitabında araştırma oktan sayısı (RON) 95 olarak belirtilmişse ve yakıt doldurma erişim kapağının iç yüzünde herhangi bir kısıtlayıcı ibare -örneğin "unleaded fuel only" sadece kurşunsuz benzin- etiket bulunmuyorsa pompa oktanı 91 ve üzeri olan kurşunlu ve kurşunsuz benzin kullanılabilir.
Araç odaklı gürültü kaynakları:
Ses seviyesine etki eden gürültü kaynaklarından, motor (emme ve fan sesi dahil), egzoz çıkışı ve lastik-yol en önemlisidir. Teknoloji iyileştirmeleri daha çok motor ve egzoz kaynaklarında yapılabilmiş, lastik gürültüsü kapsamında çok çalışma yapıldığı halde seyir emniyetini azaltmadan yapılacak iyileştirmeler pek yeterli olamamıştır. Lastik ve yol birlikte etkileşim yapmakta esas faydanın yol kaplamalarının geliştirilmesinde olduğu görülmektedir.
Araç performansı:
Performans, aracın karşılaşacağı çeşitli koşullardaki etkin kullanım yeteneği ve bunlara uygunluğunu ifade eder.
Araç ve motor ömrü:
Kullanıma, yakıt kalitesine, bakımlara ve zamana bağlı faktörlerden doğrudan etkilenir.
Araçlarda kullanılan alarmların tepki düzeyi (hassasiyet) ayarı:
Montaj yapılan araca göre sensörlerin hassasiyet ayarları yapılmak zorunda. Bu birçok alarmda eziyetli bir işlemdir. Çünkü sensörlerin devreye girmedeki gecikme süreleri yüzünden bu dakikalarca süren bir çaba gerektirir. Yorucu bir iş olması nedeniyle bu ayarlar çoğu zaman gereği gibi yapılmaz. Bazı alarmlarda ise, montaj bitiminde otomatik olarak devreye giren bir test programı bulunur. Bu alarmlar, kısık sesle ve her tip algılama için değişik yanıt vererek montajcının çok rahat ve hassas bir ayar yapmasını sağlar.
Araçlarda yakıt tüketimini etkileyen değişkenler:
Taşıtlardaki yakıt ekonomisini; motorun soğuk olup olmadığı, aracın çalışma koşulları, sürücü, rakım, iklim koşulları ve trafik akışı gibi konular büyük oranda etkilemektedir.
Araçların Aerodinamik Tasarımı:
Otomobil tasarımının aerodinamik olması; yakıt ekonomisini, aracın yol tutuşunu ve performansını etkilemektedir.
Arazi taşıtı:
Karayollarında yolcu veya yük taşıyabilecek şekilde imal edilmiş olmakla beraber bütün tekerlekleri motordan güç alan veya alabilen motorlu araçtır.
Arıza Teşhis Hatası:
Her emisyon test çevrimi esnasında en az bir kez yürütülmesi gereken tüm teşhis rutinleri tarafından tespit edilebilen hatalardır.
Arıza Teşhis Kodu:
Arızalı alanı belirten alfa nümerik kodlardır.
Arıza teşhis sisteminin (OBD) görevi:
Seyir esnasında egzoz gazlarına uygulanan işlemleri, sisteminin çalışmasını ve egzoz emisyonları ile ilgili tüm bileşen ve fonksiyonların işleyişini denetlemektir

(ALINTIDIR)Devamı var........... Arkası yarın
Bunları yazan arkadaşımız akademisyen Doktor Abdullah DEMİR hocamızdır. Kendisine buradan teşekkürü bir borç biliriz.

Arkadan İtişli Araçlar:
Arkadan itişli araçlarda; motor gücü, yönlendirme tertibatı olmayan arka dingilde bulunan tekerleklere aktarılır. Ayrıca araç arkadan itildiği için kararlı gidişi, önden ve dört tekerden çeker sistemlere göre daha düşüktür.
Arkadan kayma:
Aracın yük/ağırlık eğilimi, temel arkadan kayma/önden kayma (oversteer/understeer) özelliklerini belirler. Aracın ön tarafı arka tarafından daha ağır olduğunda araçlar önden kaymaya, arka tarafı ön tarafından daha ağır olduğunda ise arkadan kaymaya eğilimlidirler. Arkadan kaymaya eğilimli araçlar; araç boyutlarına, ağırlık dağılımına ve lastiklerin mekanik özelliklerine bağlı olarak kritik hızda kararsız olur.
Artificial Intelligence Program (AI):
Otomatik şanzımanın kontrol modülüne kazandırılan bir özelliktir. Efektif yakıt tüketimi sağlamak için, yapay zeka programı sayesinde sürücünün vites değiştirme alışkınlıkları hafızaya kaydedilir.
Arz ve talep dengesi:
Arz ve talep dengesi arz edilen miktarın talep edilen miktara eşit olmasıdır. Bu eşitliği sağlayan ve fark edilir bir değişme eğilimi göstermeyen fiyat seviyesine ise denge fiyatı denir.
Arz:
Üretilen ürünlerin, tüketicinin talebini karşılamak üzere pazara gönderilmesine arz denir.
Askıya alınmamış ağırlık:
Yaylar tarafından desteklenmeyen ağırlık. Askıya alınmamış ağırlık ne kadar büyük olursa süspansiyonların ataleti de o kadar büyük olur. Yani süspansiyon, yol ile lastik tekerlek ara yüzünde gerçekleşen hızlı olaylara yeteri kadar hızlı cevap veremeyecektir.
Askıya alınmış ağırlık:
Yaylar tarafından desteklenen ağırlık.
ASM şanzıman:
ASM, elektronik vites değiştirme teknolojisine sahip, hem manüel hem de otomatik vitesli kullanım imkânlarını bir arada sunan yeni nesil otomatikleştirilmiş manüel bir şanzımandır.
ASM:
Diğer İngilizce adlandırmalarıyla; EST (Electronic Shift Technology), 'intelligent' manual gearbox with an automated mode olarak yazılabilir. Türkçeye "Geliştirilmiş Manüel Şanzıman" olarak kazandırılabilir ve bir yarı otomatik vites kutusudur. Vites kutusu iki seçenek sunabilmektedir. Sürücü; otomatik 'Auto Shift Mode' (ASM) ve manüel 'Select Shift Mode' (SSM) mod arasında seçim yapabilmektedir. Geliştirilmiş düz şanzımanın en güzel yanı size istediğiniz an tam bir manüel sürüş ile akıllı ve tepki veren bir otomatikleştirilmiş konum arasında sadece vites kolunun yana itilmesiyle tam fonksiyonel bir manüel sürüş ile akıllı ve tepki veren bir otomatikleştirilmiş konum arasında seçim şansı sunması. Basacak bir debriyaj pedalı olmadığı için arabanızı stop ettirmek ya da gürültülü bir şekilde vitese geçirmek gibi bir derdiniz yok. Ancak yokuşlarda aracı kaldırmak için el freni kullanılması gerekmektedir. ASM'li araçları yokuşta kaldırırken ne yapılmalıdır? Aracı yokuşlarda kaldırmak için el freni kullanılmalıdır. ASM'li araçta vites değişiklikleri nasıl hissedilir? Geçişler oldukça yumuşak, ancak tam otomatik vitesli bir araca göre ASM'nin vites geçişleri daha belirgindir. Bu anlamda ASM tipi şanzımanların daha çok manüel şanzımana benzediğini söyleyebiliriz. ASM'li şanzımanda manüel ve "auto" kullanım seçenekleri arasında seçim yaparken aracı durdurmak gerekir mi? Aracın durdurulmasına gerek yoktur. Araç hareket halinde iken vites kolu sola çekilerek manüel ya da otomatik kullanım seçilebilir. ASM'li şanzımanın "auto" kullanımını seçmek aracın performansını ya da yakıt tüketimini nasıl etkiler? Geleneksel otomatik şanzımanların aksine ASM'lerde yakıt tüketiminde artış ve performansta bir azalma olmuyor. ASM'li şanzımanın "manüel" kullanımında motor devrini aşırı arttırmak mümkün müdür? Hayır. Çünkü gelişmiş motor elektronik sistemi sayesinde birçok veri izlenerek motorun korunması sağlanıyor.
ASR - Anti-Slip Regulation (Traction Control System):
Çekiş kontrol sistemi, kaygan zeminlerde çekiş tekerleklerinin patinaja düşmesini, kontrol ünitesine müdahale ederek önler. ASR sistemi firmadan firmaya ASC (Automatic stability control), ASC+T (Automatic stability control + traction), TCS (Traction control system) ve TC (Traction system) gibi adlandırmalarla da kullanılabilmektedir.
ASR:
Çekiş kontrol sistemi (Anti-Slip Regulation), kaygan zeminlerde çekiş tekerleklerinin patinaja düşmesini, kontrol ünitesine müdahale ederek önler. Çekiş kontrol sistemi; ASC (Automatic stability control), ASC+T (Automatic stability control + traction), TCS (Traction control system) ve TC (Traction system) gibi adlandırmalarla da kullanılmaktadır.
Aşınma ve yüzey düzgünlüğü arasındaki ilişki:
Yanlış bir kanıya göre, düzgün yüzeyde aşınmanın az, pürüzlü yüzeyde ise çok olacağı sanılır. Hâlbuki sürtünme yüzeylerinin belirli bir pürüzlülük derecesinden daha düzgün işlenmesi ya da olması, düşünülenin tersine, aşınmayı arttırır.
Aşırıdönerlik (Oversteer):
Aşırı dönerlik durumunda ise, aracın yönlendirilen tekerleğinin sapmasını hız arttıkça geri almak gerekir. Aşırı dönerlik, aracın arkadan kayması olarakta tanımlanabilir.
Ateşleme sırası nasıl tayin edilir:
Ateşleme sırası; kullanıcı ya da servis kitaplarında belirtilmiştir. Bunun yanı sıra supaplardan ve kam milinden tayin edilebilir. Öncelikle kam milinin hareket alış şekli belirlenir (zincirli, dişli). Eğer kam mili hareketi dişli ile alıyorsa kam mili motor dönüş yönünün tersine, zincirle hareket alıyorsa motor dönüş yönünde döndürülür. Daha sonra kam mili üzerinde emme supabı kamları bulunur ve işaretlenir. Birinci silindirin emme kamı üste getirilir. Kamlar işaretlendikten sonra kam hareket alış şekline göre uygun yöne doğru çevrilir. Birinci silindirin kamından sonra üste gelen silindir kamı o silindirin ateşlediğini bize gösterir. Aynı şekilde kam mili çevrilmeye devam edilerek motorun ateşleme sırası kesin olarak bulunur.
Ateşleme sırası:
Motor silindirlerinin ateşlenme sırası veya silindirlerde güç zamanının meydana geliş sırasıdır. Ateşleme sırası; 4 silindirli motorlarda genellikle 1-3-4-2 iken, 6 silindirli motorlarda ise 1-5-3-6-2-4'dür.
Ateşleme sistemi:
İçten yanmalı motorlarda silindirlerde sıkışan hava-yakıt karışımının yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan sistemdir. Ateşleme sisteminde; akü, endüksiyon bobini, distribütör, kablolar ve bujiler vardır.
Avrupa Araç Arıza Teşhis Sistemi (EOBD):
Emisyonlarla ilgili arızaları tespit edip kaydedebilen, güç aktarma yönetimine entegre edilmiş bir teşhis sistemidir. Sistem olası arıza kaynaklarını gösterebilmektedir.
Azami Net Güç (Maksimum Güç):
Motor değişmeyen termik rejime girdiğinde ölçülen ve imalatçı tarafından garanti edilen, Net Gücün en yüksek değeridir.
Azdönerlik (Understeer):
Azdönerlik durumunda; hız arttıkça direksiyon tekerleğinin sapmasını arttırmak gerekir. Azdönerlik, aracın önden kayması olarakta tanımlanabilir. kaymasıdır. Az döner taşıtlar direksiyon hareketlerine çabuk cevap verdikleri takdirde iyi olarak nitelendirilir.
Azot Oksit Arıtım Ünitesi (DeNOx):
Azot oksit arıtım (DeNOx) ünitesinin amacı egzoz gazı içindeki NOx emisyonunu, amonyak (NH3) çözeltisi kullanarak kimyasal bir reaksiyonla azot (N2) ve suya ayrıştırarak azaltmaktır. Motor içindeki yanma sırasında, azot molekülleri yanma havasında bulunan oksijenle tepkimeye girerek nitrik oksit (NO) oluşturur. Eğer oksijen miktarı az ise, yanma ürünlerinde NO yerine N2 bulunacaktır. Bu işlem DeNOx prensibinin temelini oluşturmaktadır. Dizel motorlu kojenerasyon ünitesinde ısı transferini azaltmak amacıyla her bir motor-jeneratör düzeneğine yalıtılmış bir DeNOx ünitesi bağlıdır. Egzoz gazı içindeki NOx, seçici katalitik indirgeme (selective catalytic reduction - SCR) tepkimesi yardımıyla azot ve suya dönüştürülür. SCR tepkimesi, 300-500°C sıcaklık aralığında vanadyum/titanyum katalizörleri aracılığıyla gerçekleştirilir

Azotoksitler:
Azotoksitler (örneğin NO, NO2, ...) motordaki yanma sırasında yüksek basınç, yüksek sıcaklık ve oksijen fazlalığı nedeniyle oluşur.
B segmenti otomobiller:
A (Mini) ve C (Kompakt) segmentleri arasında yer alan, uzunluğu itibariyle HB modellerde genellikle 3500 ile 4100 mm arasında boyutlara sahip olan otomobillerdir. Bir diğer ifade ile küçük ama en küçük olmayan fakat büyük de sayılmayan otomobillerdir. B segmentinin bazı üyeleri; Citroen C3, Chevrolet Aveo, Daihatsu Sirion, Fiat Grande Punto, Fiat Palio, Fiat Albea, Ford Fiesta, Honda City, Honda Jazz, Hyundai Getz, Kia Rio, Lancia Ypsilon, MINI, Mitsubishi Colt, Nissan Micra, Opel Corsa, Peugeot 207, Renault Clio, Seat Ibiza, Skoda Fabia, Suzuki Swift, Toyota Yaris ve VW Polo'dur.
Bagaj Kapasitesi:
VDA Normu uyarınca VDA Modülü ile kenar uzunluğu 200x100x50 mm olan ve bir desimetreküp hacme sahip bulunan bir blok ile belirlenir.
Bar:
Basınç birimidir. Bir bar 105 paskal'dır. Bir paskal ise 1 N/m2'dir
Barometrik Basınç Sensörü:
Elektronik kontrollü enjeksiyonlu araçlarda genellikle barometrik basınç sensörü kullanılmaktadır. Barometrik basınç sensörü (Barometric Pressure Sensor, High Altitude Compensator-HAC) atmosferik basıncı ölçer. Atmosfer basıncı, hava ve rakımla değişiklik gösterir. Yüksek rakımlarda havanın yoğunluğu düşer ve bununla birlikte basıncıda azalır. Bu sensör vasıtasıyla yüksek rakımlarda motorun çalışması kompanze edilir.
BAS Plus:
Çarpmalı kaza tehlikesinin oluşması durumunda radar sensörüne dayalı fren desteği sunan bir sistemdir. Eğer acil bir fren pozisyonunda hızlı bir şekilde frene basarsanız BAS Plus otomatik olarak fren gücünü trafik durumuna uygun bir değere ayarlar.
BAS:
Fren sistemine ilave bir donanım olan fren destek sisteminin (Brake Assist System - BAS) İngilizce kısaltmasıdır. Fren sistemine ilave bir donanım olan fren destek sistemi (Brake Assist System - BAS) de bunlardan biridir. BAS sistemi, tehlikeli durumlarda sürücünün hızla fren pedalına basarak harekete geçirdiği, fren yolunu kısaltan bir sistemdir. Bu sırada frenleme gücü arttırılır.
Basık seri lastik seçiminde dikkat edilecekler:
Araç üreticisinin onayladığı ve önerdiği (eğer varsa) diğer bir ölçü takılmalı, aynı çapta yada daha büyük çapta lastik takılacaksa aracın yerden yüksekliğine uygun olmalı, yük indeksi ve hız sembolü ya da kategorisi (kar lastikleri hariç) orijinal lastikle aynı veya daha yüksek olmalı, aynı off-set'e sahip olmalı veya daha geniş jant takılması durumunda ölçü farkı, aracın mekanik ölçüleri ile küçük toleranslarla uyuşmalı, jantın kesit genişliği ya aynı yada aracın mekanik ölçülerine uygun olmalı, bijon delik sayısı ve çapları aynı olmalı, aracın poyra yüzeyi ile aynı olmalı, direksiyon tam tur çevrildiğinde, çamurluklara ve rot başlarına lastiğin sürtüp sürtmediğine bakılmalı, yeni lastiği taktıktan sonra araç üreticisi firmanın önerdiği değerlerde lastik şişirme basınçlarının ayarlanmasına dikkat edilmelidir. Eğer bu şartlara uyulmazsa; mekanik aksam ve lastiğin topuna zarar verme riski, sürüş zorlukları, yakıt tüketiminin artması, titreşim problemleri, düzensiz lastik aşınması, aracın gücünün kullanılmasındaki verim kayıpları, emniyet ve konfordan kayıplarla karşılaşılacaktır.
Basık serili lastikler:
Araç üreticisinin onayladığı ve önerdiği (eğer varsa) diğer bir ölçü takılmalı, aynı çapta yada daha büyük çapta lastik takılacaksa aracın yerden yüksekliğine uygun olmalı, yük indeksi ve hız sembolü ya da kategorisi (kar lastikleri hariç) orijinal lastikle aynı veya daha yüksek olmalı, aynı offsete sahip olmalı veya daha geniş jant takılması durumunda ölçü farkı, aracın mekanik ölçüleri ile küçük toleranslarla uyuşmalı, jantın kesit genişliği ya aynı yada aracın mekanik ölçülerine uygun olmalı, bijon delik sayısı ve çapları aynı olmalı, aracın poyra yüzeyi ile aynı olmalı, direksiyon tam tur çevrildiğinde, çamurluklara ve rot başlarına lastiğin sürtüp sürtmediğine bakılmalı, yeni lastiği taktıktan sonra araç üreticisi firmanın önerdiği değerlerde lastik şişirme basınçlarının ayarlanmasına dikkat edilmelidir. Eğer bu şartlara uyulmazsa; mekanik aksam ve lastiğin topuğuna zarar verme riski, sürüş zorlukları, yakıt tüketiminin artması, titreşim problemleri, düzensiz lastik aşınması, aracın gücünün kullanılmasındaki verim kayıpları, emniyet ve konfordan kayıplarla karşılaşılabilir.
Basınç:
Basınç, birim yüzeye dik doğrultuda etki eden kuvvettir. Fizikte basıncı ifade eden birçok birim vardır. Bunların bir kısmı; atmosfer (atm), bar ve psi'dir.
Baykan Otogaz Sistemleri:
1998 yılında alternatif yakıt sistemleri uygulamalarında otomotiv sektörüne hizmet vermek amacıyla kuruldu. Avrupa'da alternatif yakıt sistemleri üretiminde teknolojik üstünlüğü ve tecrübesi kabul görmüş İtalyan üreticilerle çalışan Baykan Otogaz, ithalat ile başlayan ticari serüvenini, kendi markası ile LPG Dönüşüm Sistemleri Üreticisi, kurumsal bir firma olarak sürdürmektedir. 2005 yılı itibariyle LPG sistemleri için geçerli olan ECE-R 67-01 uygunluk belgelerini Avrupa kurumlarından tescil ettirdi. Üretimde otomasyona önem veren Baykan Otogaz, B.O.S. ISO 9001 sertifikası alarak kalite standardını arttırıp kaliteye önem veren tedarikçi firmalarla çalışmayı prensip edindi. Sektörün ürün tecrübelerini ve en yeni bilgilerini birleştirerek ürettiği yeni nesil sıralı sistem regülâtörü Bygas-s'i 2007 yılının baharında üretim bandına ekleyen Baykan Otogaz, enjeksiyon sisteminde 4-6-8 silindirli araçlarda yapılan testleri başarı ile geçti.
Benzin enjeksiyon sistemi:
Benzin motorlarında karışımın oluşturulması için benzinin silindirlere veya emme kanalına püskürtülerek belirli oranlarda hava ile karıştırılmasıdır. Benzin enjeksiyon sistemlerinde; benzin direkt olarak silindirin içine, emme kanalına veya emme manifolduna püskürtülebilir.
Benzinde aranan performans özellikleri:
Vuruntuya karşı dayanıklı, Uygun buharlaşma, Zamk ve vernik oluşturmama, alevlenme tehlikesi olmama ve yakıt veya yanma ürünleri korozif olmama gibi özellikler
Beygir gücü (HP):
Belli miktarda bir güç ölçüsü: dakikada 33.000 ft-lb'lik (foot-pounds) veya saniyede 75 kg metrelik iş.
Bir hız uyarısı:
Otomobilin hangi hızda sürüleceğini lastiklerin hız değeri değil, trafik kuralları belirler.
Birim strok hacmine düşen güç:
Motorun kW (veya BG) birimde Azami Net Gücü'nün, litre biriminden toplam süpürme (Strok) hacmine (kW/litre veya BG/ litre) olarak oranıdır.
Birlikte Hizmet Sistemi:
Birlikte hizmet istemi; müşteriler, çalışanlar, servis yönetimi ve yetkili servisin fizik çevresi gibi bileşenlerden oluşur.
Biyodizel:
Biyodizel, hayvansal veya bitkisel yağlar gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen alternatif bir dizel yakıtıdır. Kimyasal olarak ise, uzun zincirli yağ asidi mono alkil esteri olarak tanımlanabilir. "Biyo" kökü biyolojik esaslı olduğunu, 'dizel' kelimesi ise dizel yakıtı olduğunu gösterir.
Biyoyakıtlar:
Biyoyakıtlar, tarımsal ürünlerin, odunun, hayvan, bitki ve belediye artıklarının çeşitli biyokimyasal ya da termokimyasal dönüşüm süreçlerinden geçirilmesiyle elde edilen gaz, sıvı ve katı ürünlerin genel adıdır. Gaz biyoyakıtlar; biyohidrojen, biyogaz, singaz denilen sentetik gazlar, katı biyoyakıtlar; odun kömürü, biyokömür, biyopelet, biyobriket, sıvı biyoyakıtlar ise; biyoetanol, biyodizel, biyometanol, biyodimetileter, biyoetiltersiyerbutileter ve bitkisel yağlar olarak anılmaktadır. Biyoyakıtlar ulaştırma sektöründe araç yakıtı, hizmet sektöründe ısı ve elektrik üretiminde kullanılmaktadır.
Blow-off valfi ile dump valve arasındaki fark:
Blow-off valfi'nin dump valve olarak isimlendirilmesi yanlış isimlendirmedir. Bu iki valf aynı problemin iki farklı çözümüdür

Bu konu ilgi çekerse ....Devamı gelecek.....

Cevapla
(Son Düzenleme: 01-02-2011, Saat:15:05, Düzenleyen: isoskeisos.) .
Konu: 1
Mesaj: 19
Cinsiyet: Erkek
Kıdem: 26-01-2011

Teşekkürler.Devamını bekliyorum.

Cevapla
.
Konu:
Mesaj: N/A
Cinsiyet:
Kıdem: N/A

1.4 tjet fiorino olsa süper olur.Spor amortisör ve helezonlar.Spor koltuklar.Orjinal sunroof v.s. olsa 225 arka 205 ön lastikler 16 spor jantlar.Bu şekilde bir konsept yapsa.Bu arada gerçekten şaşırtıcı değerlere sahip bir motor.Bana biraz tsi motoru hatırlatıyor.Ama bravo gibi kalıplı bir aracı 8.2 saniyede 100 km ye ulaştırması gerçekten şaşırtıcı ve takdire şayan.

Cevapla
.
Konu: 451
Mesaj: 2,197
Cinsiyet: Erkek
Kıdem: 29-11-2010

Bu gün de konuya devam edelim . üyelerimizin ilgi ve bilgilerine sunulur.

Easytronic Şanzıman:
Bir otomatik vitesin kullanıcı-dostu olma özelliğini, bir düz vitesin sportif özellikleri ve tutumluluğuyla birleştirir. Ayrıca sürücü istediği zaman hem manüel hem de otomatik mod arasında bir geçiş yapabilir.
EBD - Elektronic brake-force distribution:
"Elektronik fren gücü dağıtımı"- EBD, arka tekerleklere gereğinden fazla fren basıncı gitmesini engelleyerek ABS'nin devreye girmesini önler. ABS'nin arıza sonucu devreye girmediği durumlarda da görevini yapar.
ECE R87:
Düşük tüketimli gündüz daimi yanan farların yerleştirilmesine yönelik yasal düzenlemedir.
ECU:
"Electronic Control Unite/Module" kelimesinin kısaltmasıdır. Türkçeye "Elektronik Kontrol Ünitesi/Modülü (EKÜ) olarak tercüme edilir. ECU birçok yönden insan beynine benzer. Birçok kaynaktan aldığı bilgiyi kimi zaman son kontrol elemanına (actuator) aktararak kimi zaman da belleğinde saklayarak ileride kullanmasını sağlar. Sensörler bilgi toplayıcı rolü üstlenir. Her sensör algıladığı fiziksel değere eşdeğerde bir elektrik sinyali üretir. Basit bir elektrik düğmesi bunun en iyi örneğidir ki burada basit bir fiziksel hareketle sinyal gönderilir ve sona erdirilir. Bir sistemde kullanılan sensör sayısı o sistemin yapacağı işi ve kompleksliği ile doğru orantılıdır. Taşıtlardaki elektronik kontrol ünitesi sayesinde sürücü otomobildeki her türlü bilgiyi doğru ve çok çabuk olarak elde edebilmektedir. Buda sürücünün taşıt içindeki konumunu büyük oranda etkilemektedir. Ayrıca taşıtlardaki birçok aktif ve pasif emniyet sistemi elektronik kontrol ünitesine bağlı olarak çalışmaktadır.
EDL - Electronic differential lock:
Elektronik diferansiyel kilidi, eğer yol yüzeyi farklı tutunma özellikleri sergiler ve aracın hareketini engellerse, patinaj yapan tekerleğe fren uygular.
EDL:
Elektronik diferansiyel kilidi (Electronic Differential Lock), eğer yol yüzeyi farklı tutunma özellikleri sergiler ve aracın hareketini engellerse, patinaj yapan tekerleğe fren uygular.
EEM:
"Electrical Energy Management" ifadesinin kısaltmasıdır. Türkçeye elektrik enerjisi yönetimi olarak kazandırılabilir. Günümüzde kullanılan konfor ve güvenlik sistemlerinin çoğu yüksek güce ihtiyaç duyduğundan geleneksel bir 12.7 V'lik elektrik ağı yetersiz kalıyor. Enerji sisteminin tüm ünitelerini güvenli bir biçimde koordine edebilmek için kontrol ve yönetim fonksiyonları önemli bir rol üstlenir. EEM; sürüş sırasında alternatör, motor, elektrik tüketicileri, aküler ve voltaj değiştirme sistemleri arasındaki koordinasyonu sağlıyor. Otomobilin çalışmadığı zamanlarda EEM, akünün doluluk oranını sürekli kontrol eder. Enerji seviyesi kritik bir oranda azalmışsa, otomobil dururken enerji harcayan üniteler devre dışı bırakılır. Aynı zamanda EEM, kolay ve güvenli ilk çalıştırmalar için akünün minimum enerji düzeyini korur ve enerji tüketimini azaltır.
EFI:
Elektronik yakıt enjeksiyonlu (EFI- electronic fuel injection) motorlarda, yakıtın kontrolü bir dizi sensörlerden alınan verilere dayalı olarak hassas bir şekilde gerçekleştirilmektedir. EFI, üç temel alt sisteme ayrılabilir. Bu sistemler; yakıt dağıtım sistemi (fuel delivery system), hava emiş sistemi (air induction system) ve elektronik kumanda sisteminden (electronic control system) oluşur. Sistem; üniform hava/yakıt karışım dağıtımı, tüm motor çalışma koşullarında çok hassas hava/yakıt oranı kontrolü, üstün gaz pedalı tepkileri, iyileştirilmiş emisyon kontrolü ile mükemmel yakıt ekonomisi, motorun iyileştirilmiş soğukta çalışma yeteneği ve daha basit mekanik aksam gibi avantajları sunar.
EGR (Exhaust Gas Recirculation-Egzoz Geri Dönüşümü):
Azot oksitler, motora verilen emiş havasına ölçülü miktarda karıştırılan soğutulmuş egzoz gazı ile indirgenir. Egzoz gazı- taze hava karışımı, yanma sıcaklığını düşürerek egzoz gazındaki azot oksit miktarını azaltır. Ancak hem yakıt tüketimi hem de kurum oluşumu artar. Daha sonra bu kurum partiküllerinin, kurum veya partikül filtreleri gibi ilave önlemlerle azaltılması gereklidir
EGR sistemi:
Egzoz gazı resirkülasyonu işlemine yabancı literatürde "intern EGR" (dahili EGR) denir. EGR valfi, çıkan egzoz gazının bir kısmını yanma sonu sıcaklığını düşürmek üzere emme manifoldundan silindirlere vermeye yarar. Yanma sonu sıcaklığı 1500 dereceyi geçince azot oksijenle birleşip azot oksitleri (NOx) oluşturur. EGR sistemi, NOx emisyonlarının azaltılmasına yönelik kullanılan bir sistemdir.
EGR valfi:
Bu valf doğrudan motor kumanda cihazı tarafından kumanda edilir ve atık gaz geri iletim geçiş aralığını elektromanyetik olarak ayarlar. Entegreli atık gaz geri iletim potansiyometresi, motor kumanda cihazına gerçek geçiş aralığını bildirir.
Egzoz Freni:
Egzoz freni; egzoz çıkışını engelleyerek aracın hızını motordan ayarlanarak kesmeyi sağlayan frenlemedir.
Egzoz gazı kirleticileri:
Egzoz gazında bulunan ve çevreyi kirleten bileşenlere denir.
Egzoz gazı kompozisyon durumu:
Üç yollu katalitik konvektör ile donatılmış motorlarda egzoz gazında bulunan ve atmosferi kirleten gazların zararsız hale dönüştürülebilmesi için, silindirler içine alınan hava-yakıt karışımının teorik hava-yakıt oranı civarında tutulması gerekir.
Egzoz gazı:
Bir motorlu taşıtın egzoz borusundan çıkan gaza denir.
Egzoz Gürültüsü:
Egzoz gürültüsü toplam motor gürültüsü bileşenlerinin en önemlilerinden biridir. Bu gürültü, egzoz supabının açılması ile gazın hızlı bir şekilde ve sıcak olarak egzoz sistemine bırakılması ile oluşur. Egzoz sisteminde gürültü, boru yüzeylerinden yayılan gürültü ve borudan çıkan gürültüden meydana gelmektedir. Egzoz borusundan çıkan gürültünün sebebi gazın basıncı ve hızıdır. Boruların yüzeyindeki gürültü ise egzoz manifoldundan iletilen titreşimler ve boru yüzeylerine etkiyen gaz basıncı titreşimleri sebebiyle oluşur. Sıcak egzoz gazları, egzoz borusu ve susturucu boyunca 80 m/s'den daha yüksek hızlara ulaşmaktadır. Böyle hızlı akış da, daha büyük gürültülere ve geri basınca sebep olmaktadır. Burada üç gürültü kaynağı vardır. Egzoz gazları gürültüsü, boru yüzeyinden yayılan gürültü ve susturucu yüzeyinden yayılan gürültülerdir.
Egzoz modifiyesi:
Egzoz modifiyesinde, öncelikle arka susturucu değiştirilmelidir. Arka susturucuyu değiştirmek, orta susturucuya nazaran daha yüksek performans artışı sağlarlar. Aslında en iyi performans için komple bir egzoz sistemi uygulaması yapmak gerekir. Bu uygulama, orta ve arka susturucuların, performans tipi susturucularla değiştirilmesi, egzoz borularının daha geniş borularla değiştirilmesi ve katalitik konvektörün performans tipi katalitik konvektörlerle değiştirilmesinden oluşmaktadır. Olayın en sonunda ise egzoz manifoldu sisteminin değiştirilmesi vardır.
Eğim direnci:
Eğim direnci, araç eğik düzlemde çıkış yaparken yenilmesi gereken yerçekimi kuvvetidir. Eğim genellikle % olarak ifade edilir.




(02-02-2011, Saat:15:16)isoskeisos Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bu gün de konuya devam edelim . üyelerimizin ilgi ve bilgilerine sunulur.

Easytronic Şanzıman:
Bir otomatik vitesin kullanıcı-dostu olma özelliğini, bir düz vitesin sportif özellikleri ve tutumluluğuyla birleştirir. Ayrıca sürücü istediği zaman hem manüel hem de otomatik mod arasında bir geçiş yapabilir.
EBD - Elektronic brake-force distribution:
"Elektronik fren gücü dağıtımı"- EBD, arka tekerleklere gereğinden fazla fren basıncı gitmesini engelleyerek ABS'nin devreye girmesini önler. ABS'nin arıza sonucu devreye girmediği durumlarda da görevini yapar.
ECE R87:
Düşük tüketimli gündüz daimi yanan farların yerleştirilmesine yönelik yasal düzenlemedir.
ECU:
"Electronic Control Unite/Module" kelimesinin kısaltmasıdır. Türkçeye "Elektronik Kontrol Ünitesi/Modülü (EKÜ) olarak tercüme edilir. ECU birçok yönden insan beynine benzer. Birçok kaynaktan aldığı bilgiyi kimi zaman son kontrol elemanına (actuator) aktararak kimi zaman da belleğinde saklayarak ileride kullanmasını sağlar. Sensörler bilgi toplayıcı rolü üstlenir. Her sensör algıladığı fiziksel değere eşdeğerde bir elektrik sinyali üretir. Basit bir elektrik düğmesi bunun en iyi örneğidir ki burada basit bir fiziksel hareketle sinyal gönderilir ve sona erdirilir. Bir sistemde kullanılan sensör sayısı o sistemin yapacağı işi ve kompleksliği ile doğru orantılıdır. Taşıtlardaki elektronik kontrol ünitesi sayesinde sürücü otomobildeki her türlü bilgiyi doğru ve çok çabuk olarak elde edebilmektedir. Buda sürücünün taşıt içindeki konumunu büyük oranda etkilemektedir. Ayrıca taşıtlardaki birçok aktif ve pasif emniyet sistemi elektronik kontrol ünitesine bağlı olarak çalışmaktadır.
EDL - Electronic differential lock:
Elektronik diferansiyel kilidi, eğer yol yüzeyi farklı tutunma özellikleri sergiler ve aracın hareketini engellerse, patinaj yapan tekerleğe fren uygular.
EDL:
Elektronik diferansiyel kilidi (Electronic Differential Lock), eğer yol yüzeyi farklı tutunma özellikleri sergiler ve aracın hareketini engellerse, patinaj yapan tekerleğe fren uygular.
EEM:
"Electrical Energy Management" ifadesinin kısaltmasıdır. Türkçeye elektrik enerjisi yönetimi olarak kazandırılabilir. Günümüzde kullanılan konfor ve güvenlik sistemlerinin çoğu yüksek güce ihtiyaç duyduğundan geleneksel bir 12.7 V'lik elektrik ağı yetersiz kalıyor. Enerji sisteminin tüm ünitelerini güvenli bir biçimde koordine edebilmek için kontrol ve yönetim fonksiyonları önemli bir rol üstlenir. EEM; sürüş sırasında alternatör, motor, elektrik tüketicileri, aküler ve voltaj değiştirme sistemleri arasındaki koordinasyonu sağlıyor. Otomobilin çalışmadığı zamanlarda EEM, akünün doluluk oranını sürekli kontrol eder. Enerji seviyesi kritik bir oranda azalmışsa, otomobil dururken enerji harcayan üniteler devre dışı bırakılır. Aynı zamanda EEM, kolay ve güvenli ilk çalıştırmalar için akünün minimum enerji düzeyini korur ve enerji tüketimini azaltır.
EFI:
Elektronik yakıt enjeksiyonlu (EFI- electronic fuel injection) motorlarda, yakıtın kontrolü bir dizi sensörlerden alınan verilere dayalı olarak hassas bir şekilde gerçekleştirilmektedir. EFI, üç temel alt sisteme ayrılabilir. Bu sistemler; yakıt dağıtım sistemi (fuel delivery system), hava emiş sistemi (air induction system) ve elektronik kumanda sisteminden (electronic control system) oluşur. Sistem; üniform hava/yakıt karışım dağıtımı, tüm motor çalışma koşullarında çok hassas hava/yakıt oranı kontrolü, üstün gaz pedalı tepkileri, iyileştirilmiş emisyon kontrolü ile mükemmel yakıt ekonomisi, motorun iyileştirilmiş soğukta çalışma yeteneği ve daha basit mekanik aksam gibi avantajları sunar.
EGR (Exhaust Gas Recirculation-Egzoz Geri Dönüşümü):
Azot oksitler, motora verilen emiş havasına ölçülü miktarda karıştırılan soğutulmuş egzoz gazı ile indirgenir. Egzoz gazı- taze hava karışımı, yanma sıcaklığını düşürerek egzoz gazındaki azot oksit miktarını azaltır. Ancak hem yakıt tüketimi hem de kurum oluşumu artar. Daha sonra bu kurum partiküllerinin, kurum veya partikül filtreleri gibi ilave önlemlerle azaltılması gereklidir
EGR sistemi:
Egzoz gazı resirkülasyonu işlemine yabancı literatürde "intern EGR" (dahili EGR) denir. EGR valfi, çıkan egzoz gazının bir kısmını yanma sonu sıcaklığını düşürmek üzere emme manifoldundan silindirlere vermeye yarar. Yanma sonu sıcaklığı 1500 dereceyi geçince azot oksijenle birleşip azot oksitleri (NOx) oluşturur. EGR sistemi, NOx emisyonlarının azaltılmasına yönelik kullanılan bir sistemdir.
EGR valfi:
Bu valf doğrudan motor kumanda cihazı tarafından kumanda edilir ve atık gaz geri iletim geçiş aralığını elektromanyetik olarak ayarlar. Entegreli atık gaz geri iletim potansiyometresi, motor kumanda cihazına gerçek geçiş aralığını bildirir.
Egzoz Freni:
Egzoz freni; egzoz çıkışını engelleyerek aracın hızını motordan ayarlanarak kesmeyi sağlayan frenlemedir.
Egzoz gazı kirleticileri:
Egzoz gazında bulunan ve çevreyi kirleten bileşenlere denir.
Egzoz gazı kompozisyon durumu:
Üç yollu katalitik konvektör ile donatılmış motorlarda egzoz gazında bulunan ve atmosferi kirleten gazların zararsız hale dönüştürülebilmesi için, silindirler içine alınan hava-yakıt karışımının teorik hava-yakıt oranı civarında tutulması gerekir.
Egzoz gazı:
Bir motorlu taşıtın egzoz borusundan çıkan gaza denir.
Egzoz Gürültüsü:
Egzoz gürültüsü toplam motor gürültüsü bileşenlerinin en önemlilerinden biridir. Bu gürültü, egzoz supabının açılması ile gazın hızlı bir şekilde ve sıcak olarak egzoz sistemine bırakılması ile oluşur. Egzoz sisteminde gürültü, boru yüzeylerinden yayılan gürültü ve borudan çıkan gürültüden meydana gelmektedir. Egzoz borusundan çıkan gürültünün sebebi gazın basıncı ve hızıdır. Boruların yüzeyindeki gürültü ise egzoz manifoldundan iletilen titreşimler ve boru yüzeylerine etkiyen gaz basıncı titreşimleri sebebiyle oluşur. Sıcak egzoz gazları, egzoz borusu ve susturucu boyunca 80 m/s'den daha yüksek hızlara ulaşmaktadır. Böyle hızlı akış da, daha büyük gürültülere ve geri basınca sebep olmaktadır. Burada üç gürültü kaynağı vardır. Egzoz gazları gürültüsü, boru yüzeyinden yayılan gürültü ve susturucu yüzeyinden yayılan gürültülerdir.
Egzoz modifiyesi:
Egzoz modifiyesinde, öncelikle arka susturucu değiştirilmelidir. Arka susturucuyu değiştirmek, orta susturucuya nazaran daha yüksek performans artışı sağlarlar. Aslında en iyi performans için komple bir egzoz sistemi uygulaması yapmak gerekir. Bu uygulama, orta ve arka susturucuların, performans tipi susturucularla değiştirilmesi, egzoz borularının daha geniş borularla değiştirilmesi ve katalitik konvektörün performans tipi katalitik konvektörlerle değiştirilmesinden oluşmaktadır. Olayın en sonunda ise egzoz manifoldu sisteminin değiştirilmesi vardır.
Eğim direnci:
Eğim direnci, araç eğik düzlemde çıkış yaparken yenilmesi gereken yerçekimi kuvvetidir. Eğim genellikle % olarak ifade edilir.

F1 araçların ağırlık/güç oranı:
F1 araçların ağırlık/güç oranı: Araçların performansının ve hızlanma kabiliyetinin bir ölçüsü ağırlık/güç oranıdır. Bu oran ne kadar küçük olursa, aracın hızlanması ve tırmanma kabiliyeti de o oranda büyük olur. Formula 1 araçlarında bu oran yaklaşık 0.806 civarındadır. Motorun ağırlık/güç oranı ise 0.126'dır.
Fabrika çıkışı yakıt tüketimi:
Yakıt tüketim değerleri, fabrika çıkışı homologuasyon test raporlarından alınır. Bu tüketim değerleri, özel koşullar altında (uygun yol, hava, nem değerleri, tüm camlar kapalı, sabit hız, sadece sürücü vb.) tespit edilmektedir. Normal kullanım koşullarında bu tüketim değerleri farklılık gösterebilir.
Fakir karışım:
Pratik hava yakıt oranının teorik hava yakıt oranına oranının 1'den büyük olması. Bu karışım türünde hava olması gerekenden daha yüksektir.
Far menzili:
Farın ışık demetinde, belirli bir aydınlatma şiddetine eriştiği uzaklıktır.
FIA:
Fédération Internationale de l'Automobile ifadesinin kısaltmasıdır. Uluslararası Otomobil Sporları Federasyonu olarak Türkçeye kazandırılabilir.
FIRE motor:
Fiat'ın geliştirdiği en üstün motor olan 1.4 FIRE motor, Fiat Albea ile sınıfının en iyi yakıt tüketim değerlerini sunuyor ve yakıt sarfiyatını minimum düzeye indiriyor. Fiat tarafından farklı bir teknoloji ile üretilen FIRE (Fully Integrated Robotized Engine - tamamen entegre kontrollü motor) motorda, değişken türbülanslı bir yanma odası ve motor kontrol ünitesi tarafından denetlenen sürekli değişken faz varyatörü kullanmaktadır.
Fizyolojik kamaşma:
Sürücünün bir ışık kaynağı nedeniyle görüş gücünde bir azalma olmadığı halde rahatsız olmasıdır.
Freeze frame:
Bir arıza teşhis kodu kaydının yapıldığı esnadaki koşulların kaydıdır. Bu kayıt, en yüksek öncelik seviyesine sahip arıza teşhis kodu için yapılır.
Frenleme dengesi:
Adında anlaşılacağı üzere, aracın düz bir yolda veya viraj içerisinde frenleme esnasındaki yol tutuşu anlaşılmaktadır.
Frenleme oranı:
Frenleme oranı, negatif ivmenin yerçekimi ivmesine oranıdır. Erişilen ya da erişilebilen frenleme oranı ve kuvvet bağlantı katsayısı sürücünün fren pedalına uyguladığı kuvvete, yolun ve tekerleğin kuvvet bağlantısı karakterine ve fren momentinin akslara dağılımına bağlıdır. Sağ ve sol tekerleklerdeki sürtünme katsayısı farklılıkları ise fren momentleri farklılıklarına neden olarak taşıtı döndürmeye çalışan momentler ortaya çıkaracaktır. Özellikle ön tekerleklerdeki farklar taşıtın fazla sapmasına yol açmaktadır. Bu sapma miktarı frenleme oranı arttıkça artmakta ve bu durum özellikle yüksek hızlarda tehlikeli
FSI (Fuel Stratified Injection):
FSI, direkt enjeksiyonlu bir benzinli motor teknolojisidir. Homojen dolgulu motor kavramını heterojen dolgulu motor kavramına dönüştüren teknoloji. FSI motorlar; iyi bir performans, düşük emisyon ve mükemmel bir ekonomiklik sağlar.

F1 araçların ağırlık/güç oranı:
F1 araçların ağırlık/güç oranı: Araçların performansının ve hızlanma kabiliyetinin bir ölçüsü ağırlık/güç oranıdır. Bu oran ne kadar küçük olursa, aracın hızlanması ve tırmanma kabiliyeti de o oranda büyük olur. Formula 1 araçlarında bu oran yaklaşık 0.806 civarındadır. Motorun ağırlık/güç oranı ise 0.126'dır.
Fabrika çıkışı yakıt tüketimi:
Yakıt tüketim değerleri, fabrika çıkışı homologuasyon test raporlarından alınır. Bu tüketim değerleri, özel koşullar altında (uygun yol, hava, nem değerleri, tüm camlar kapalı, sabit hız, sadece sürücü vb.) tespit edilmektedir. Normal kullanım koşullarında bu tüketim değerleri farklılık gösterebilir.
Fakir karışım:
Pratik hava yakıt oranının teorik hava yakıt oranına oranının 1'den büyük olması. Bu karışım türünde hava olması gerekenden daha yüksektir.
Far menzili:
Farın ışık demetinde, belirli bir aydınlatma şiddetine eriştiği uzaklıktır.
FIA:
Fédération Internationale de l'Automobile ifadesinin kısaltmasıdır. Uluslararası Otomobil Sporları Federasyonu olarak Türkçeye kazandırılabilir.
FIRE motor:
Fiat'ın geliştirdiği en üstün motor olan 1.4 FIRE motor, Fiat Albea ile sınıfının en iyi yakıt tüketim değerlerini sunuyor ve yakıt sarfiyatını minimum düzeye indiriyor. Fiat tarafından farklı bir teknoloji ile üretilen FIRE (Fully Integrated Robotized Engine - tamamen entegre kontrollü motor) motorda, değişken türbülanslı bir yanma odası ve motor kontrol ünitesi tarafından denetlenen sürekli değişken faz varyatörü kullanmaktadır.
Fizyolojik kamaşma:
Sürücünün bir ışık kaynağı nedeniyle görüş gücünde bir azalma olmadığı halde rahatsız olmasıdır.
Freeze frame:
Bir arıza teşhis kodu kaydının yapıldığı esnadaki koşulların kaydıdır. Bu kayıt, en yüksek öncelik seviyesine sahip arıza teşhis kodu için yapılır.
Frenleme dengesi:
Adında anlaşılacağı üzere, aracın düz bir yolda veya viraj içerisinde frenleme esnasındaki yol tutuşu anlaşılmaktadır.
Frenleme oranı:
Frenleme oranı, negatif ivmenin yerçekimi ivmesine oranıdır. Erişilen ya da erişilebilen frenleme oranı ve kuvvet bağlantı katsayısı sürücünün fren pedalına uyguladığı kuvvete, yolun ve tekerleğin kuvvet bağlantısı karakterine ve fren momentinin akslara dağılımına bağlıdır. Sağ ve sol tekerleklerdeki sürtünme katsayısı farklılıkları ise fren momentleri farklılıklarına neden olarak taşıtı döndürmeye çalışan momentler ortaya çıkaracaktır. Özellikle ön tekerleklerdeki farklar taşıtın fazla sapmasına yol açmaktadır. Bu sapma miktarı frenleme oranı arttıkça artmakta ve bu durum özellikle yüksek hızlarda tehlikeli
FSI (Fuel Stratified Injection):
FSI, direkt enjeksiyonlu bir benzinli motor teknolojisidir. Homojen dolgulu motor kavramını heterojen dolgulu motor kavramına dönüştüren teknoloji. FSI motorlar; iyi bir performans, düşük emisyon ve mükemmel bir ekonomiklik sağlar.

Gasotronic sistem hakkında:
LPG kullanımı homojen bir karışım olmasını sağlayarak yanma verimini arttırabilir. Bu durum yanma basınçlarını da arttırır. Yanma basınçları artışı sıcaklıkları arttıracağından dolayı is ve HC'lar düşer ancak bu durum NOx'lerin artmasına sebebiyet verir. Uzun vadede yüksek sıcaklıklardan dolayı piston kafalarında, supaplarda ergime olabilir.
GDI motor:
Mitsubishi'nin GDI (Gasoline Direct Injection - Direk Benzin Enjeksiyonu) adını verdiği motorunun geleneksel motorlara göre; yakıt tüketimi ve zararlı egzoz emisyon çıkışı % 20 daha düşük ve bunlarla birlikte gücü de % 10 daha yüksek. Bu motora düşük yakıt tüketimi ve yüksek güç sağlayan özellikler; dik ve düz emme borusu, eğimli piston başı, yüksek basınçlı yakıt pompası ve yüksek basınçlı, döndürme hareketi sağlayan enjektörlerdir. GDI motorun iki farklı çalışma modu vardır. Motorun ekonomik çalışma modunda, yakıt sıkıştırma zamanı sırasında silindire püskürtülüyor ve ekonomik bir şekilde normal güç elde ediliyor. Motorun güç modunda, yakıtın küçük bir bölümü emme zamanı sırasında püskürtülüyor ve geri kalanı kısmı da sıkıştırma zamanında püskürtülüyor. Böylece daha iyi yanma ve daha yüksek güç elde ediliyor (ama ekonomik moda göre daha fazla yakıt tüketiliyor). Motorun işletim sistemi gaz pedalının konumuna ve devire göre hangi durumda çalışılması gerektiğini belirliyor. Yani normalde motor ekonomik çalışma modundayken, örneğin araç sollarken gaza çok basıldığında güç moduna geçiyor ve daha fazla tork ve güç sağlıyor. GDI motorun temel olarak iki çalışma modu vardır. Bunlar; Ultra-Lean Combustion Mode (Ultra Fakir Yanma Modu) ve Superior Combustion Mode (Yüksek Yanma Modu). Düşük hızlarda ve sabit hız kullanımlarda fakir karışımla çalışan GDI hızlanmak için gaz pedalına basıldığında hemen yüksek performans moduna geçiyor. Bu durumda hava-yakıt karışımı, emme zamanında silindirlere püskürtülüyor ve homojen bir dağılım sağlanıyor. Hızlanma için gerekli yüksek tork için GDI motorda Two-stage Mixing (iki aşamalı karışım) sistemi bulunuyor. Bu sistemde silindire emme ve sıkıştırma zamanlarında iki kez hava-yakıt karışımı püskürtülüyor.
Görüş uzaklığı:
Aydınlatılmış görüş alanında bulunan bir cismin henüz görünebilir olduğu uzaklıktır.
Göstergeden arıza teşhisi:
Göstergeden arıza teşhisi (OBD ya da EOBD), aracın motor yönetimine entegre edilen ve atık gaz bakımından önemli olan bileşenleri sürekli kontrol altında tutan bir teşhis sistemidir. Eğer bir hata ortaya çıkarsa tanınır, hafızaya alınır ve arıza ikaz lambası (motor kontrol lambası) üzerinden gösterilir. Aracınız seyir halinde iken motor kontrol lambasının yanıp yanmadığını kontrol ediniz.
GPRS (General Packet Radio Service):
Paketlere dayalı bir kablosuz iletişim sistemi. Mobil Internet'e çabuk erişim için artırılmış kapasite ve daha yüksek veri oranları sağlayan, paket bazlı bir veri aktarma teknolojisidir. Mobil telefon ve bilgisayar kullanıcılarına 56 ile 114 Kbps'lik hızlar arasında Internet'e sürekli bağlanma olanağı sağlıyor.
GPS (Global Positioning System):
Küresel Konumlandırma Sistemi. Dünya etrafında bir yörünge izleyen 24 uydu yoluyla dünya üzerindeki çok küçük şeylerin bile yerini belirlemeyi mümkün kılan sistem. Doğruluk derecesi 1 ile 100 m arasında bir farkla değişiyor.
GPS navigation system:
GPS (global konum belirleme sistemi) yönlendirme sistemi
Grup 2 çocuk koltuğu:
15 ile 25 kg arası çocuklar direkt olarak otomobilin emniyet kemeri ile bağlanabilirler. Çocuk koltuğunun kullanım amacı emniyet kemerinin çapraz kısmının çocuğun göğsü üzerinden -kesinlikle boğazı üzerinden değil- geçmesi ve yatay kısmının da çocuğun kalçalarını -karnını değil- sarması için çocuğun doğru konumda bulunmasını sağlamaktır.
GSM (Global System for Mobile Communication):
Avrupa'da yaygın olarak kullanılan sayısal bir mobil telefon sistemi. 900 veya 1800 MHz hızlarında çalışır.
Güç Aktarma Organları:
Motor gücünü tekerleklere ileten parçaların tümüne güç aktarma organları denir.
Güç aktarma organları:
Motor gücünü tekerleklere ileten parçaların tümüne güç aktarma organları denir. Bu güç aktarma organları, motor gücünün tekerleklere iletiliş biçimine göre arkadan itişli ve önden çekişli araçlar diye iki gruba ayrılır.
Güç çeşitleri:
DIN ve SAE standartlarına göre güç tanımı çeşitleri şu şekildedir. Daimi A gücü, Daimi güç B ya da kesintili güç B, Üst güç veya maksimum anma gücü, Mutlak maksimum güç, Taşıt gücü, SAE-Net Gücü, SAE-Brüt Gücü.
Güç/Ağırlık Oranı:
Araç performansının ve hızlanma kabiliyetinin bir ölçüsüdür. Bir aracın güç/ağırlık oranı ne kadar büyük olursa, o aracın hızlanma ve tırmanma kabiliyeti de o oranda büyük olur.
Güneş Enerjisi ile Çalışan Otomobiller:
Güneş enerjisiyle çalışan otomobiller de aslında elektrikle çalışan otomobil demek. Güneş enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülerek kullanılmasıyla otomobile itiş gücü sağlanması amaçlanıyor. Bunun için otomobilin üstüne güneş panelleri yerleştiriliyor. Elektrik enerjisine dönüştürülen güneş ışığı bir pilin içinde depolanıyor.
Gürültü yalıtımı:
Gürültü yalıtım malzemeleri, araç gürültü kontrolünün son safhasını oluşturmaktadır. Gürültü kontrolünde; önce kaynakta, sonra iletim yollarında iyileştirmeler yapılır. Netice tatminkâr olmazsa yalıtıma gidilir.
Gürültü:
Gürültü hoşa gitmeyen, istenmeyen, rahatsız edici ses olarak tanımlanır. Ses dalgalarının etkenliği ve gürültü olarak adlandırılması sadece sesin şiddetine, tiz ve tok olmalarına ve sürekliliğine bağlı değildir.
Gürültünün ölçülmesi:
Gürültü ya da ses ölçme, çok geniş ve karmaşık bir konu ve başlı başına bir tekniktir. Ses biçimleri, tayfsal yapıları, zaman içindeki türlü değişimleri ve öteki özellikleri ile çok çeşitli olduğu gibi, sesin ya da gürültünün ölçülmek istenen, ölçmeye konu olan özellikleri de önemli ayrımlar gösterir. Ölçme için kullanılan aletler, düzenler, mikrofonlar, yöntemler, süreler, duruma ve amaca göre doğru seçilmezse, yanlış ya da yetersiz ve yanıltıcı sonuçlar verir. Bu alanda kullanılan ölçme aletlerine genelde sonometre denir.

Cevapla
(Son Düzenleme: 02-02-2011, Saat:15:20, Düzenleyen: isoskeisos.) .
Konu:
Mesaj: N/A
Cinsiyet:
Kıdem: N/A

İsos ustam çok güzel ama biraz dağanık gibi sanki.

Cevapla
.
Konu: 451
Mesaj: 2,197
Cinsiyet: Erkek
Kıdem: 29-11-2010

(02-02-2011, Saat:16:39)NemO_R Adlı Kullanıcıdan Alıntı: İsos ustam çok güzel ama biraz dağanık gibi sanki.

evet aslında düzenlemek lazım..

Cevapla
(Son Düzenleme: 02-02-2011, Saat:17:25, Düzenleyen: isoskeisos.) .
Konu: 451
Mesaj: 2,197
Cinsiyet: Erkek
Kıdem: 29-11-2010

Şu otomotivle ilgili terimler sözlğüne devam edelim.


Hacimsel verim:

Kısaca hacimsel/volümetrik verim, motorun nefes alma kabiliyetini ifade eder. Hacimsel verim, silindire alınan hava miktarının toplam silindir hacmine (pistonun süpürdüğü hacme) oranıdır. Hacimsel verim emme supabı düzenleniş şekline, havanın ve motorun sıcaklığına, atmosferik basınca, motor devrine ve gaz kelebeği açıklık miktarına bağlıdır.

Hafif kusurlu araç:

Araca yapılan araç muayene işlemi sonrasında yeniden muayene gerektirmeyen bir eksikliğin bulunması halidir. Eksiklikler, araç muayene raporunda gösterilir. Örneğin hafif kusur sayılan cam filmi, karayolları trafik kanununa göre yasaktır. Bu ve benzeri hafif kusurlar, rapor üzerinde belirtilir. Trafik polisi ya da Jandarmanın yapacağı yol denetlemelerinde hafif kusurların giderilip giderilmediği sorgulanır.

Hall voltajı:

İçinden akım geçen yarı iletken bir tabakanın (kuvvet çizgileri akım yönü ile dik açı teşkil etmektedir) oluşturduğu manyetik alandan bir metal geçirildiğinde uçlar arasında hall voltajı denen bir gerilim farkı üretir.


Halojen Farlar:

Tek filamanlı farlar tek bir tel ile (son derece sert ve yüksek ısıya dayanıklı) donatılmıştır. Tipleri; H1, H2 ve H3'dür. "H" halojen anlamına gelir. Rakamlar ise filamanın konumunu ve yapısını bildirir. Kullanımı; kısa, uzun veya sis farındadır. Son derece kullanışlı olan H4 versiyonu, çift filamanlı veya bilux farıdır. Bu tip farlarda kısa ve uzun far için iki filaman bulunur.

Hava akış sensörü:

Emme havası hacmini tespit eder ve esas enjeksiyon hacmine karar veren EKÜ'ye bir sinyal gönderir. Silindir içine emilen havanın hacmi gaz kelebeğinin açıklığı ve motor devri tarafından belirlenir.

Hava Emiş Sistemi:

Bu sisteminin amacı, motora gönderilecek havanın filtre edilmesi, ayarlanması ve ölçülmesidir. Hava filtresi tarafından temizlenen hava, değişken hacimlerde emme manifoldunun içerisine gelir. Burada ilgili silindirlere giren havanın miktarı gaz kelebeği açıklığının ve motor devrinin bir fonksiyonudur. Hava hızı; manifold konfigürasyonuna, hava filtresi durumuna ve varsa turbo ve kompresör sistemlerine bağlı olarak arttırılabilir. Nihayetinde bu durumda motorun volümetrik verimini arttırır.

Hava emiş sisteminin amacı:

Hava emiş sisteminin amacı, motora gönderilecek havanın filtre edilmesi, ayarlanması ve ölçülmesidir. Hava filtresi tarafından temizlenen hava, değişken hacimlerde emme manifoldunun içerisine gelir. Burada ilgili silindirlere giren havanın miktarı gaz kelebeği açıklığının ve motor devrinin bir fonksiyonudur. Hava hızı; manifold konfigürasyonuna, hava filtresi durumuna ve varsa turbo ya da kompresör sistemlerine bağlı olarak arttırılabilir. Nihayetinde bu durumda motorun volümetrik verimini arttırır.

Hava Filtresi Modifiyesi:

En ucuz ve yapması en kolay uygulamadır. Olayın mantığı, motorun daha rahat temiz hava alabilmesini sağlamaktır. Burada teori şudur ki, yanma odasına yakıtla karıştırılmak üzere ne kadar çok hava gönderirseniz, o kadar fazla güç elde edersiniz.

Hava filtresi:

Hava filtresi bilindiği gibi emilen havanın filtre edilmesini sağlar. Aracın kullanım koşullarına bağlı olarak kilometresi arttıkça filtrede kirlilik alametleri baş gösterir.

Havalandırma sistemi çalıştırma tavsiyeleri:

Havalandırma sisteminin verimli kullanılmasına yönelik olarak birkaç kelamda bulunalım. Aracınızı doğrudan güneşte park etmişseniz, klimayı çalıştırmadan önce aracın camlarını açın. Yağmurlu veya aşırı nemli günlerde camlardaki buğuyu gidermek için, klima ile nemi azaltın. Haftada bir defa, klimanın düzenli olarak kullanılmadığı kış aylarında bile klima sistemini bir kaç dakika süre ile çalıştırın. Bu kompresörün ve keçelerin düzgün yağlanmasını ve sistemin servis ömrünün artırılmasını sağlar. Yoğun dur-kalk trafiği, klima sisteminin verimliliğini düşürür. Klima kompresörü, fan kontrol düğmesi kapalı durumdayken çalışmaz. Aracınızda bir klima filtresi (polen filtresi) varsa, bunun bakımını yaptırın.


Hava-Yakıt Oranı:

Motorun ürettiği güç kullanılan yakıt miktarına bağlıdır. Ancak bu yakıttan tamamen yararlanılabilmesi (yakıtın tamamen yanabilmesi) yeterli miktarda oksijen bulunmasına bağlıdır. Yakıtın yakılması için gerekli oksijen silindirlere alınan havadan sağlanır. Yakıt-hava karışımının bileşimi karışım oranı ile ifade edilir.

Hem turbo hem de mekanik aşırı doldurma uygulamasının birlikte yapılması:

Çift beslemeli motor uygulamalarıyla, kompresör teknolojisinin düşük devirlerdeki gücü ve turbonun yüksek devirlerdeki üstün performansı bir araya getirilmekte ve böylece kesintisiz performans sağlanmaktadır. Motor tarafından mekanik bir yöntemle tahrik edilen kompresör ve egzoz gazları tarafından tahrik edilen turbo şarj seri bağlı olarak motoru çift beslemeli ve kesintisiz bir güç akışıyla besler.


HIS sistemi:

HIS, "hydraulic impulse oil storage" ifadesinin kısaltmasıdır. Türkçeye hidrolik basınçlı yağ depolayıcısı olarak kazandırılabilir. Start-stop sisteminin otomatik vitesli modellerde kullanılması için otomatikler için geliştirilmiş bir sistemdir. HIS, hidrolik merkezinin arkasında yatay olarak konumlandırıldığından çok fazla alana ihtiyaç duymuyor ve teknik açıdan yer kaplamıyor. Yaylı bir pistonla çalışan HIS, motor stop edildiğinde, motor çalışırken depoladığı yağ basıncını şanzıman içerisinde hazır bulunduruyor.


Hız Sabitleme Sistemini Kullanırken Dikkat Edilecek Kurallar:

Aracınızı güvenli bir şekilde sabit bir hızda süremediğiniz yerlerde tehlikeli olabilir. Bu bakımdan, hız sabitleme sistemini dolambaçlı yollarda veya sıkışık trafikte kullanmayın. Hız sabitleme sisteminin kaygan yollarda kullanılması tehlikeli olabilir. Böyle yollarda, hızlı lastik geçişleri aşırı tekerlek kaymalarına neden olabilir ve kontrolünüzü kaybedebilirsiniz. Hız sabitleme sistemini kaygan yollarda kullanmayın.


Hızın lastik sıcaklığına etkisi:

Hız arttığında lastik sıcaklığı yükselir ve lastik sıcaklığının yükselmesiyle de sırt kauçuğunun aşınma direnci azalır. Özellikle yüksek hızlardaki lastik deformasyonu, temas yüzeyinin de dışına yayılmakta ve bu kısımlarda sürekli titreşimler oluşturmaktadır. Bu titreşimler, enerji kaybını arttırmakta, önemli derecede ısınmaya ve lastik hasarına neden olmaktadır.


Hibrit Tahrik Sistemi:

Tahrik, elektrik motorları yardımıyla dizel motorlar tarafından sağlanır. Elektrik motorları, özel bir otomatik şanzımanla kombine edilmiştir. Dizel motor, iki elektrik motoru/jeneratör içeren hibrit bir otomatik şanzımana hareket verir. Elektrik motorları/Jeneratörler, enerji depolama ünitesine bağlıdır ve sistem kontrol üniteleri vasıtasıyla kumanda edilir.

Hibrit Tahrik Sisteminin Faydaları:

Daha iyi yakıt ekonomisi, daha az emisyon, daha iyi hızlanma ve daha az gürültü emisyonu gibi avantajlar sağlar.
Honda'nın Gelişmiş Sürüş Destek Sistemi:
Bu tümleşik sistem adaptif hız sabitleme sistemi, şerit takip sistemi ve çarpışma hafifletici fren sistemi gibi güvenlik teknolojilerinden oluşur.

Honlama:

Motor yenilemede silindirin makro-geometrisi (dairesellik-paralellik) ve silindir çalışma yüzeyi pürüzlülüğü kalitesi (honlama) en etkin unsurlardır. Honlama işlemine tabi tutulmuş silindirlerde ince honlama çizgileri görülebilir.

HP:
İngilizcedeki "horse power" kelimesinin kısaltılmış ifadesidir. Türkçeye "beygir gücü" olarak çevrilir. 1 kW'lik bir güç 1,34 HP'ye eşittir. Yani 100 kW'lik güç, 134 HP'ye eşittir.

Hydroplaning/Aquaplaning:

Aracın ıslak yolda su yastığı üzerinde kaymasına ya da kızaklamasına denir. Lastiğin altında ve önünde bulunan su basıncı, seyir hızıyla artar. Su basıncı sürekli artmaya başlayarak bir süre sonra, lastiğin yol yüzeyinde yüzmesine sebep olur.

I-Drive Sistemi:

İlk başta karmaşık gelse de, biraz pratik yapıldığında kullanımı çok kolay. I-Drive, 4 bölümden oluşur. İletişim, navigasyon, eğlence ve klima. Sistemi sağ elinizin altındaki düğme ile kontrol edebiliyorsunuz.


IMA elektrik motoru:

Aracın sahip olduğu akıllı elektrik motoru, aracın hareket durumuna ve hızına göre devreye girerek yakıt tüketimini azaltır. Aracın performansını artıran IMA (Integrated Motor Assist) elektrik motoru sisteminin maksimum verimlilikte çalışmasına yardımcı olur.


Immobilizer oto hırsızlığına karşı yeterli bir önlem midir? :

Bu sistem, aracın kendi kontak anahtarı olmadan çalıştırılmasını, birkaç noktadaki elektriksel devreleri keserek sağlar. Yani aracın çalıştırılarak kaçırılmasını önler. Ancak kesinlikle yeterli bir güvenlik önlemi değildir. Çünkü araca çalıştırılmadan da zarar verilebilir. İçinden eşya veya parça çalınabilir. Immobilizerlerin bu tip sorunları önleyecek yapıları yoktur. Immobilizer ile yetinmemek gerekiyor. Bu durumda araca oto alarm sistemi takılmalıdır. Immobilizerli araca oto alarm sistemi bağlanırken, motor blokaj bölümünün bağlanmasına gerek yoktur. Yani montaj işi daha kolaydır.


Intercooler (Ara soğutucu):

Ara soğutucu, soğutma devrelerinde kullanılan borulu soğutuculara benzer. Süper şarjlı motorlarda ara soğutucudan sonra hava sıcaklığının 25~50 °C dolaylarında olması gerekir. Hava sıcaklığının 50 °C'nin üzerine çıkması halinde motorun volümetrik verimi düşmeye başlar. Bunun nedeni sıcaklığın artma miktarına bağlı olarak havanın özgül ağırlığının azalmasıdır. Böylelikle belirli hacimdeki havanın ağırlığı ve dolayısıyla hava içindeki oksijenin ağırlıksal oranı azalır, silindirlere püskürtülen yakıtın bir bölümü yakılamaz, eksik yanma oluşur ve dumanlı egzoz görülür.

I-Shift:

6 ileri yarı otomatik şanzımandır (otomatikleştirilmiş manüel şanzıman -işlemcili hidrolik kumandalı kavramalı bir şanzıman). Honda, otomatikleştirilmiş manüel şanzıman (i-Shift) ile yakıt tüketiminde tasarruf hedefliyor. Sürüş koşullarına bağlı olarak farklı vites değişim haritaları uygulayan i-Shift şanzıman, yokuş aşağı giderken vites küçülterek motor freni uyguluyor. Aynı şekilde bu sistem, aracın dengesini bozma olasılığı varsa herhangi bir virajda vites değiştirmiyor.

ITS (Akıllı Ulaşım Sistemi):

Akıllı ulaşım sistemi (orijinal ifadesiyle Intelligent Transportation Systems - ITS); alt sistemlerden oluşan bir sistemdir. Bu sistem; dört saç ayağı üzerinde durmaktadır. Bu saç ayakları; ulaşım koordinasyon merkezi, yolcular (seyahat eden şahıslar), taşıtlar ve yollardaki düzenlemelerden oluşmaktadır. ITS uygulamaları, trafik kazalarını azaltır ve yaya güvenliğini arttırır.

Cevapla
.
Konu: 451
Mesaj: 2,197
Cinsiyet: Erkek
Kıdem: 29-11-2010

Epey bir zaman ara vermiştik. ''otomotiv ile ilgili neyi ,nasıl anlamalıyız.'' başlığını Alfabetik bir sıralamayla bir başvuru kaynağı olarak üyelerimize sunmak,ve gerektiğinde bilgi kaynağı olarak forumumuzda yayınlamak istedim. Şimdi kaldığımımz yerden devam ediyorum.

İç çevrim oranı (Fren katsayısı):

Balatanın diske uyguladığı çevresel kuvvetin uygulama/baskı kuvvetine oranı olarak tanımlanmaktadır. Diskli frenlerin iç çevrim oranları kampanalı frenlerinkinden daha küçüktür. Bir frenin iç çevrim oranı ne kadar küçükse, sıcaklık zayıflaması ve hız zayıflaması gibi etkiler de o kadar az hissedilmektedir.

İç gürültü seviyesi:

İç gürültü seviyesi, aracın kalitesinin bir göstergesi olduğundan, araç üreticileri iç gürültünün düşürülmesi amacıyla yoğun araştırma ve geliştirme çalışmaları yürütmektedirler. İç gürültü seviyesi, ya sabit hızda ölçülür ya da aracın maksimum sürüş hızının % 40'ında veyahut ta 60 km/s aralığındaki hızda ölçülür.

İç koruma yöntemi:

Ultrasonik, mikrodalga ve basınç olmak üzere üç çeşit iç koruma yöntemi vardır. Ultrasonik sistemde, ses dalgaları üreten bir verici ile bir alıcı bulunur. Araç içinde hareketli bir cisim, ses dalgalarının yansımasını değiştirir ve alarma tetik verilir. Bu sistem camlar açıkken kullanılamaz.

Mikrodalga sisteminde; 2.5Ghz (Mikrodalga) frekansında yayın yapan bir verici bulunur. Etki alanı araç içinden dışarı da taşırılabilir. Bu alan içine giren cisimlerden etkilenir, alarm tetiklenir. Camlar ve sunroof açıkken de kullanılabilir.
Basınç sisteminde ise; aracın herhangi bir kapısı, camı veya bagajı açıldığında aracın içindeki hava basıncında çalkalanmalar meydana gelir. Bu çalkalanmalara karşı hassas bir sistemdir. İç koruma yöntemleri arasında en son teknolojik yenilik olan bu sistem, profesyonel hırsızların cam sökme ve levye ile kapı aralama yöntemlerine karşı geliştirilmiştir.

İçten Yanmalı Motor:

Dıştan yanmalı motorların aksine, yakıtı doğrudan doğruya silindirler içersinde yakan ve üretilen ısı enerjisini piston biyel mekanizması ile krank miline ileten motorlara içten yanmalı motor denir.

İki zamanlı motor:

İki zamanlı motorlarda esas iki zaman sıkıştırma ve iş zamanıdır. Yani piston her ÜÖN'ya çıkışında sıkıştırma, her AÖN'ya doğru hareketinde ise genişleme (iş) yapar. İki zamanlı motorlar dört zamanlı motorlara göre her devirde bir iş üretirler ve ivmelenmeleri daha iyidir.

İkinci el otomobil alırken dikkat edilecek bazı hususlar:

Öncelikle aracın ruhsatında yazan şasi ve motor numaralarını aracın üzerindekiler ile karşılaştırın ve aynı olup olmadığını kontrol edin. İkinci elde garanti kapsamına dikkat: Hiç şüphesiz alacağınız aracın garanti kapsamında olup olmadığını, sigorta, bakım, onarım ve kullanım masraflarını (yakıt tüketimi gibi) öğrenmeniz sizin için faydalı olacaktır.

İklim değişikliği senin kontrolünde:

Bu bir sosyal sorumluluk projesidir. Çevre sorunlarına duyarlılığı ve bu alanda yaptığı teknoloji yatırımları ile öne çıkan lider otomotiv üreticisi Toyota, küresel ısınmanın oluşturduğu tehditlere karşı, "iklim değişikliği senin kontrolünde" (You control climate change) sloganıyla global bir bilinçlendirme kampanyası yürütüyor. Bu projede araçlarınızla ilgili olarak dikkat edilmesi gerekenler; başlangıç, bakım & kontrol ve kullanım olarak üç aşamada sıralanıyor.

İklimlendirme:

İnsanların bulundukları çevre, ortam içinde sıcaklığın ayarlanabilmesi, bulunulan ortamın konforunu artırır. İnsanın rahat ettiği çevre sıcaklığı bir başka ifadeyle rahatlık sıcaklığı bulunan ortamdaki hava sıcaklığıyla havanın nem oranına bağlıdır. Aşırı nem aşırı sıcaklıktan daha rahatsız edicidir. Çünkü nem oranı arttıkça insan vücudunun sıcaklık karşısındaki reaksiyonu yavaşlar. Bu nedenle klimalarda yalnızca havanın soğutulması yeterli olmaz nem oranının da ayarlanması gerekir. Bu işlemlerin yapılmasına iklimlendirme denir.

İs (Soot):

Eksik yanma ile ortaya çıkan yanmamış karbonun toplanmasıyla oluşan zerrecikler. Karbon yanında hidrojen, oksijen ve bazı aromatik hidrokarbonlardan oluşur.

İs partikülü:

Oksijenin az olması durumunda tam yanma gerçekleşmez ve kurum partikülleri oluşur. Bir dizel motorun yanma prosesi esnasında kurum partikülleri meydana gelir. İs partikülleri mikroskobik boyutta küçük karbon küreleridir ve çapları yaklaşık 0,05 ?m'dir. Çekirdeklerinde saf karbondan oluşurlar. Bu çekirdekte değişik hidrokarbon bileşikleri, metaloksitler ve kükürt birikir. Bazı hidrokarbon bileşikleri sağlığa zararlı olarak kategorize edilir. İs partikülünün tam olarak hangi bileşenlerden oluştuğu; motor teknolojisine, kullanım şartlarına ve yakıta bağlıdır.

İvmelenme yeteneği:

Taşıtların ivme performansı genellikle bir hızdan daha yüksek bir hıza çıkmak için geçen süre olarak verilir. Bazen bu süreye ilaveten kat edilen mesafede verilebilir. Taşıtların ivme performansı genellikle taşıtın sıfırdan 100 km/s'e kadar ne kadar zamanda ulaştığı ile verilir.

i-VTEC motor:

Bu motor, Honda'nın ileri motor teknolojisi konusunda sahip olduğu ünü ve dünyanın en büyük motor üreticisi konumunda olmasını teyit eden sürüş rahatlığı, yakıt tasarrufu, düşük emisyon değerleri ve performans seviyeleri sunuyor. 1.8 litrelik motor, Honda'nın pompalama kayıplarını azaltan ve böylece yakıt tasarrufunu iyileştiren i-VTEC sisteminin daha da ileri bir noktaya taşındığını göstermesi açısından ayrı bir öneme sahip. Kapsamlı sürtünmeyi azaltma önlemleriyle birleştirilen bu yeni gelişme sayesinde 1.5 litrelik bir motora eşit yakıt tasarrufu elde edilirken 2.0 litrelik bir motorun hızlanma değerlerine ulaşılmaktadır.

İz Takibi:

Taşıt hareket halinde iken, arka tekerleklerin ön tekerleklerin izlerini paralel takip etmesi haline iz takibi denir. İz takibinin amacı ön düzen ayarına başlamadan önce arka süspansiyonların ve şasi doğruluğunun uygun durumda olup olmadığını belirlemektir. İz takibinin hatalı oluşu, lastik aşınmasına ve direksiyon sertliğine sebep olur.

İzolasyon malzemeleri:

İzolasyon amaçlı kullanılan malzemelerden üç ana özellik istenir: ses geçiş kaybı, ses yutumu, panel titreşimlerini sönümleme. Bunlarda birincisi bariyer etkisi yapacak yoğunluğu yüksek malzemeler, ikincisi düşük yoğunluklu gözenekli veya lifli malzemeler, üçüncüsü de genelde ısıtılarak tatbik edilen bitümlü malzemelerdir. Bütün bu malzemelerin yanmaz veya en azından alev almaz ve yanma geciktirici, yanarken zehirli gaz çıkarmayan kimyasallardan üretilme şartı vardır.

Kamber Açısı:

Aracın ön tekerleklerine önden bakıldığında düşey eksene göre, tekerleğin üst kısmının aracın merkezine ya da dışarı doğru eğimine kamber açısı denir. Kamber açısının iki tarafta eşit olmaması aracın bir tarafa çekmesine neden olur. Araç, pozitif kamber açısının büyük olduğu tarafa çeker. İki tekerlek arasındaki kamber açısı farkı 0,5 dereceden büyük olmamalıdır.

Kapsamlı Parça Hatası:

Tüm sensörler, çalıştırma elemanları ve başka teşhis fonksiyonlarının kapsamında bulunmayan parçalar için tespit edilebilen genel hatalardır.

Karbonmonoksit:

Karbonmonoksit (CO), karbon içeren yanıcı maddelerin oksijen eksikliğinde tamamen yanmaması sonucu oluşur. Renksiz, kokusuz ve tatsız bir gazdır.

Karbüratör:

Motorda yanma işlemi için gerekli olan yakıt-hava karışımını düzenleyen ve bunu motorun ihtiyacına göre çeşitli oranlarda karıştıran bir mekanizmadır. Karbüratör, ortasında dar bir kısım bulunan silindirik bir boru, yakıt fıskiyesi ve açılıp kapanan bir kelebek supaptan oluşur. Yuvarlak olan bölüme hava giriş boğazı, daraltılmış kısma ise venturi boğazı denir.

Kare altı motor (under square engine):

Silindir çapı stroktan küçük olan motor.

Kare motor (square engine):

Silindir çapı ve stroku eşit motor.

Kare üzeri motor (over square engine):

Silindir çapı stroktan fazla olan motor.

Karoser rijitliği:

Yeteri kadar büyük bir statik ve dinamik karoser rijitliği, çok sayıda araç özelliği için ön koşuldur. İdeal titreşim ve ses konforunun temeli olabildiğince az karoser titreşimidir. Bunun dışında karoserin kendi hareketlerinin az olması iyi bir düz gidişe, şeridine sadık şekilde viraj alışa ve daha iyi bir seyir davranışına katkı sağlar.

Karoser yapım tarzları:

Otomobiller; sedan, roadster, cabriolet, coupe, station wagon (estate) ve hatchback karoser çeşitlerinde üretilebilmektedir.2

Karoseri:

Şasiye monte edilen, aracın saçtan yapılmış kısmı. Bu kısımda; pencereler, kapılar, koltuklar, yolcu ve motoru koruyan kısımlar bulunur. Otomobillerde karoseri yapı çeşitleri; sedan, roadster, cabriolet, coupe, station wagon ve hatchbackdir

Kaster Açısı:

Taşıt tekerleklerine yandan bakıldığında görülen, dingil piminin veya alt ve üst salıncak rotillerini birleştiren doğrunun taşıtın önüne veya arkasına doğru yaptığı eğime kaster denir. Tekerleğe yan tarafından bakıldığında pimin üst kısmının arkaya doğru eğimi "Pozitif Kaster", tersi ise "Negatif Kaster" olarak adlandırılır. Günümüz taşıtlarında her iki duruma da rastlamak mümkündür.

Kaster etkisi:

Kaster etkisi doğrultuyu stabil tutar ve düz doğrultuda direksiyonun geriye alınmasını sağlar.

Katalitik dönüştürücü:

Katalitik konvektör ve katalizatör gibi isimlendirmelerle de kullanılır. Egzoz gazındaki kirleticileri zararsız veya daha az zararlı bileşenlere dönüştürmek amacıyla bir taşıtın egzoz sistemine yerleştirilen reaktöre denir.

Katalitik konvektör araçtan sökülmesinin sakıncası:

Lambda sensörleri yanlış teknik değerler okuyacağı için enjeksiyon kontrol ünitesine yanlış bilgi gönderir. Bu durumda motorun çalışmasında anormallik meydan getirir ve kontrol ünitesinin arıza varmış gibi algılamasına neden olur. Bu durumda motor kontrol lambasının yanmasını sağlar. Katalitik konvektör egzoz basıncını düşürdüğü için konvektör çıkarıldığında egzoz basıncı yükselir bununla beraber yakıt sarfiyatı da artar. Katalitik konvektörün sökülmesi tavsiye edilmeyen bir durumdur.

Katalitik konvektör:
Egzoz sisteminden atılan gazları zararsız hale getirmek için kullanılan, seramikten yapılmış bir parçadır. Katalitik konvektörün gözenekleri katalitik etki sağlayan maddeler ile kaplıdır. Katalitik konvektör yerine katalitik dönüştürücü de denilebilir. Böylece herkes anlayabilir.

Katalizatör:
Katalizatör ise katalitik etki sağlayan ünite.

Katalizör:

Katalizör katalitik etki sağlayan madde demektir.

Katkısız dizel partikül filtresi:

Bu sistem motora yakın partikül filtresine sahip araçlarda kullanılacaktır. Egzoz gazının motordan partikül filtresine kısa mesafede ulaşmasından dolayı partikülleri yakmak için gerekli olan sıcaklık yeterince yüksektir.

Kaza bilgi kayıt cihazı:

F1 otomobillerinde, bir kaza anında ve hemen öncesinde meydana gelen gelişmeleri, olayları, bilgileri kaydetmek üzere, bir kaza bilgi kayıt cihazı (ADR - Accident Data Recorder) bulunmaktadır

Kaza veri belleği:

Orijinal ifadesiyle "UDS-Black Box" olarak ifade edilen kaza veri belleği Türkçeye "kara kutu" olarak kazandırılabilir. Kara kutuya; saat/tarih, durum parametreleri (kontak, far, sinyal vs.), tekerlek devri, yanal ivmelenme, yön değiştirme ve boylamsal ivme gibi sensör verileri bilgi sağlar.

Kazaları önleyecek sistemler:

Otomotiv firmaları, trafik kazalarını azaltan ve yaya güvenliğini arttıran akıllı ulaşım sistemleri ile entegre olarak çalışabilecek sistemler üzerinde çalışıyor. Güvenlik ve çevre konusunda çalışmalar hızlandırıldı.

Kendi kendine tutuşma:

Karışımın yeterli enerjiye ulaşarak tutuşması sonucu oluşan parlak ışımaya alev, alevin tutuşmamış karışımla temas sınırına da alev cephesi denir. Karışım, henüz alev cephesi oluşmadan çalışma şartlarına gelir ve yanarsa bu olaya kendi kendine tutuşma (autoignition) denir.

Kısa dingil mesafesi:

Kısa dingil açıklığına sahip araçların şahlanma salınım eğilimleri azdır ve yumuşak sönümlemeye sahip süspansiyon uygulaması daha kolaydır. Ayrıca daha küçük dönme dairesine sahip olmalarından dolayı virajların dönülmesi kolaydır. Taşıt tasarımcıları, hem önden tahrikli hem de konvansiyonel tasarımlar açısından uzun dingil açıklığı uygulaması için çabalamaktadırlar. Bununla birlikte bu durum gövde yapısına bağlıdır.

Kış lastiği:

Kış lastiği ile ilgili RMA (Rubber Manufacturers Association) ve ASTM şartlarını sağlayan lastiklerde kış lastiği sembolü kullanılır. Bu sembolü taşıyan lastikler kış lastiğidir diyebiliriz. Yaz lastiklerinin malzemesi 7 °C 'nin altındaki sıcaklıklarda sertleştiği için yola tutunması azalmaktadır. Kış lastiklerinin ise, özel profillerinin yanı sıra, üretildikleri malzeme daha yumuşaktır ve 7 °C 'nin altındaki soğuk hava şartlarında kuru asfalt, kar ve buzda tutunmayı artırmaktadır. Kar lastiği diye adlandırılan lastik, fren özelliğinin yanında çekiş özelliği de artırılmış kış lastiğidir.

Kickdown

Otomatik şanzımanlı araçlarda gaz pedalına direnç noktasından ileri sonuna kadar bastırıldığında şanzıman mümkün olan en düşük vitese alınır. Bu şekilde araç daha çabuk hızlanır.

Kick-down sisteminin kışın kullanılması:

Vites kutusunun karda kullanım modülü seçili olan durumlarda bu özellik otomatik olarak devre dışı kalır.

Kick-down:

Kick-down; gaz pedalına, direnç noktasından ileri sonuna kadar basıldığında otomatik vites kutusu motor devir sayısından bağımsız olarak vites kademesini mümkün olan en düşük vitese geçirir. Bu şekilde araç daha seri hızlanır. Bu özellik sadece sollama yapılırken veya ani hızlanma gerektiği zaman kullanılmalıdır. Aksi takdirde aracınızın yakıt tüketimi artar.

King-Pim Açısı:

Dingil piminin (başlık pimi ya da king-pim) üst kısmının araç merkezine doğru eğimidir. Günümüzde kullanılan serbest süspansiyon sistemlerinde alt ve üst salıncak rotillerinin eksenlerini birleştiren doğru ile düşey eksen arasında meydana gelen açıdır.

Kitlesel güç (güç ağırlığı):

Motorun bir beygir gücü başına düşen ağırlığına, o motorun kitlesel gücü veya güç ağırlığı denir. Motorun ürettiği gücün bir kısmı, kendi ağırlığını taşımak için harcanır.

Kitlesel güç:

Ağırlık/güç oranı olarak ta tanımlanır. Birim güç başına düşen ağırlık ne kadar küçük olursa aracın performansı o oranda arttırılabilir. Araç performansının ve ivmelenme kabiliyetinin bir ölçüsüdür. Her araç için optimum ağırlık/güç oranı vardır.

Klima sistemi:

Klima (A/C), soğutma çevrimi kullanılarak bir ortamdan ısı çekmek (yani o ortamın sıcaklığını azaltmak), fazla nemini alıp ortama taze hava sağlamak için tasarlanmış sistemdir. Klima sistemi; klima kompresörü, kondenser (yoğuşturucu), evaporatör (buharlaştırıcı), genleşme valfi ile likit deposu (receiver) ve drier (kurutucu) gibi yapı parçalarından oluşur.

Kurs (Strok, Piston Yolu):

Pistonun, Ü.Ö.N. (üst ölü nokta) ve A.Ö.N. (alt ölü nokta) arasında hareket ettiği mesafedir.

Kurşun tetra-etil:
Yanmanın verimini arttırmak ve benzinin oktan sayısını yükseltmek için benzine katılan bir maddedir.

Kutu İçi Hava Filtesi:

Kutu içi hava filtresi aracınızın standart hava filtresi yerine geliştirilmiş yüksek hava süzme yeteneği ve yüksek geçirgenlik sağlayan mikrofiber yapılı özel maddelerden üretilmiş hava filtresidir. Bu filtreler aracınızda hiçbir değişikliğe gerek duyulmaksızın orijinal hava filtresinin yerine takılır.

Kutu içi hava filtresi kullanımı:

Kutu içi hava filtresi kullanımı, normal sürüş koşullarında yakıt tüketiminde bir fark oluşturmamasına rağmen, yüksek devirlerde bir miktar yakıt ekonomisi sağlayabilir. Ancak aracın rölanti, ilk hareket ve hızlanma anlarında getirebileceği bazı olumsuzluklar söz konusu olabilmektedir. Etkin bir kutu içi filtre uygulaması için işletim sisteminde yeni programlama yapmak gerekebilir.

Küçük hacimli, yüksek performanslı motorlar:

Küçük hacimli, yüksek performanslı motorlar kavramıyla, mümkün mertebe en küçük toplam silindir hacminden; daha yüksek güç ve moment, daha az yakıt tüketimi, pompalama ve sürtünme kayıpları anlaşılmalıdır.

Kükürtdioksit:

Kükürtdioksit, kükürt içeren yakıtın yanması sonucu oluşur. Keskin bir kokuya sahip renksiz bir gazdır. Yakıttaki kükürdün oranı tersinirdir.


Lambda değeri:

Gerçek hava/yakıt oranının teorik hava/yakıt oranına bölünmesi ile bulunan değerdir.

Lambda sensörü:

Katalitik konvektör ile motor arasında bulunan lambda sensörü motorun emisyonunun değerlendirilmesi için veri sağlarken, konvektörün çıkışındaki lambda sensörü ise katalitik konvektörün verimliliği hakkında veri üretmektedir. Katalitik konvektör ile donatılmış motorlarda egzoz gazında bulunan ve atmosferi kirleten gazların zararsız hale dönüştürülebilmesi için, silindirler içine alınan hava-yakıt karışımının teorik hava-yakıt oranı civarında tutulması gerekir. Lambda sensörü (oksijen sensörü), hava-yakıt oranının teorik hava-yakıt oranından daha zengin veya daha fakir olduğunu tespit eder. Benzin motorlu otomobillerin optimum emisyon kontrolünün ve yakıt ekonomisinin hava/yakıt oranının yaklaşık 14.7/1 olduğu zaman sağlanacağı bulunmuştur. Hava/yakıt karışımı stokiyometrik değerlerin altında veya üzerinde olduğu zaman bu durum sensör tarafından algılanarak geri beslenme sinyali üretilir. Bu sinyal elektronik kontrol ünitesi tarafından değerlendirilerek uygun yakıt hava karışımı için gerekli düzenleme yapılır.

Lambda sensörünün açık-döngülü çalışması:

Marş, marş sonrası zenginleştirme, güç zenginleştirmesi esnasında, soğutma suyu sıcaklığı belirli bir seviyenin altında olduğu zaman ve yakıt kesme anında lambda sensörü açık döngülü çalışır.

Lastiğin dönme yarıçapı:

Lastiklerde temel ilke her zaman için aynı "dönme yarıçapına" sadık kalmaktır. Farklı ebatta lastik tercih edilecekse lastiğin dönme çevresinin orijinaline göre en fazla % -3 ya da % + 2 arasında olması gerekir.

Lastiğin kesit oranı:

Kesit yüksekliğinin, kesit genişliğine oranının yüzde cinsinden ifadesidir. Kesit oranı küçüldükçe aracın dönüş kararlılığı artar. 175/65 R13 lastiğindeki 65 rakamı kesit oranını ifade eder. Yani lastiğin yüksekliği, lastiğin genişliğinin % 65'idir.

Lastiğin Nominal Kesit Genişliği:

Lastiğin dıştan dışa, yanaklar arasında kalan en geniş bölümünün (kabartma yazılar hariç) milimetre cinsinden ifade edilmiş seklidir. Lastiğin, ilgili standarda uygun janta takılmış ve hava ile şişirilmiş olması halindeki göstergesidir. Daha geniş jantlarda bu numara büyümektedir.

Lastiğin tutunması:

Yuvarlanan bir lastiğin zemine uyguladığı tahrik veya frenleme kuvveti, kayan bir lastiğe oranla daha yüksektir. Kayan lastiğin yol yüzeyine tutunması da kötüleşir. Tutunma katsayıları, yolun durumu ile lastik yüzeyinin özelliklerine bağlıdır. Taşıt hızı arttıkça tutunma değeri azalmaktadır. Düzgün, kuru ve iyi asfaltlanmış bir yoldaki en iyi tahrik kuvvetini dişsiz lastik (aşınmış lastik) sağlar. Ancak ıslak ya da buzlu bir yüzeyde böyle bir lastik son derece tehlikeli ve kullanışsızdır. Örneğin; düzgün, kuru ve iyi asfaltlanmış bir yolda yeni bir lastikle aşınmış lastiğin (diş derinliği 1 mm olan) 90 km/h'lik taşıt hızındaki tutunma katsayıları yeni lastiğin 0,8 ve aşınmış lastiğin 0,95'dir. 0,2 mm'lik su tabakasının olduğu asfalt yolda yeni lastiğin tutunması 0,6 ve aşınmış lastiğin tutunması ise 0,2'dir.

Lastiğin Yuvarlanma Çevresi:

60 km/h'lık hızda lastiğin bir devirde aldığı yolun uzunluğudur. Söz konusu araç için öngörülen lastiğin en yüksek hızı 60 km/h'dan az ise yuvarlanma çevresi en yüksek hızda ölçülür.

Lastik Değişiminde Dönme Yarıçapı Kriteri:

Araç altındaki orijinal lastiğin dönme çevresine sadık kalmak gerekir. Başka bir ifadeyle, değişim sonucunda aracın yerden yüksekliği değişmemeli veya çok yakın toleranslarda olmalıdır. Her zaman için temel ilke aynı "dönme yarıçapına" sadık kalmaktır. Farklı ebatta lastik tercih edilecekse lastiğin dönme çevresinin orijinale göre en fazla % -2,5 ya da %+1,5 arasında olması gerekir.

Lastik Değişiminde Dönme Yarıçapı Kriteri:

Araç altındaki orijinal lastiğin dönme çevresine sadık kalmak gerekir. Başka bir ifadeyle, değişim sonucunda aracın yerden yüksekliği değişmemeli veya çok yakın toleranslarda olmalıdır. Her zaman için temel ilke aynı "dönme yarıçapına" sadık kalmaktır. Farklı ebatta lastik tercih edilecekse lastiğin dönme çevresinin orijinale göre en fazla % -2,5 ya da %+1,5 arasında olması gerekir.

Lastik değişimlerinde temel ilke:

Araç altındaki orijinal lastiğin dönme çevresine sadık kalmaktır. Başka bir ifadeyle, değişim sonucunda aracın yerden yüksekliği değişmemeli veya çok yakın toleranslarda olmalıdır. Her zaman için aynı "dönme yarıçapına" sadık kalmaktır. Farklı ebatta lastik tercih edilecekse lastiğin dönme çevresinin orijinale göre en fazla % -2,5 ya da %+1,5 arasında olması gerekir.

Lastik diş derinliği göstergesi:

Lastik, kirişlere kadar aşınmış ise derhal değiştirmek gerekir. Lastiğin sırtındaki TWI (Tread Wear Index - Profil Aşıntı İndeksi) yıpranmanın derecesini gösterir. Kirişler yaz lastiklerinde 2.5 mm, kış lastiklerinde 4 mm diş kaldığını ifade eder. Düz profille aynı seviyeye gelindiğinde kritik noktaya ulaşılmış olur.

Lastik sıcaklığı:

Lastik sıcaklığı ısınma ve soğuma miktarları arasındaki fark ile ilgilidir. İdeal bir lastik az ısınmalı ve ısı enerjisini kolaylıkla dışarı atıp soğuyabilmelidir. Lastikler için en ideal çevre sıcaklığı 15 oC dir.

Lastiklerin büyültülmesi:

Lastik seçiminde araç imalatçısı tarafından tavsiye edilen ölçüdeki lastikler kullanılmalıdır. Çünkü aracın kullanıcı el kitabında verilen ölçüden daha büyük veya küçük çaplı lastik seçilmesi aracın performansını olumsuz yönde etkilet. Temel ilke her zaman için aynı "dönme yarıçapına" sadık kalmaktır. Farklı ebatta lastik tercih edilecekse lastiğin dönme çevresinin orijinale göre en fazla % -3 ya da % + 2 arasında olması gerekir. Lastik genişliğinde artma, daha geniş çaplı jant ve daha büyük fren diski ile olur ve bu durum daha büyük yanal ve boylamsal kuvvetler iletebilir. Araç üreticisinin belirtmiş olduğu ölçüden daha büyük lastik seçilmesi aracın askıya alınmamış ağırlığının bir miktar artmasına sebep olur. Bu durum da aracın frenleme, ivmelenme ve çekiş karakteristiklerini etkiler

Lastiklerin Optimum Özellikleri:

Lastikler hem kuru hem de ıslak zeminde; yol tutuşu, frenlemeyi, şerit değiştirmeyi, yol gürültüsünü, suda kızaklamayı, tutunmayı ve yuvarlanma direncini optimum düzeyde sağlamalıdır.

Lastiklerin viraj sertliği:

Çapraz hareket katsayılarıyla genelleştirilir. En basit tanımı ile viraj sertliği, kayma açısının lineer bir fonksiyonu olarak çapraz (yanal) hareket kuvvetidir.

Lastiklerin yanal kuvvet geliştirmesi:

Lastiklerin yanal kuvvet geliştirmesi ve bu kuvvetleri iletmesi şu faktörlere bağlıdır: Lastik yapısına (yan duvarlardaki dahili güçlendirmeler/destekler), lastiğin geometrisine (profil oranı, kesit oranı), lastiğin kauçuk kısmının bileşenlerine ve yol yüzeyinin özelliklerine.

Lastiklerin yanal/viraj sertliği:

Çapraz hareket katsayılarıyla genelleştirilir. En basit tanımı ile viraj sertliği, kayma açısının lineer bir fonksiyonu olarak yanal/çapraz hareket kuvvetidir.

Lastikte hız indeksi:

Araca daha düşük hız sembolüne sahip bir lastik takıldıysa, termo-mekanik baskı arttığından lastik daha fazla ısınır ve bu durum lastiğin yapısındaki karışımların bozulmasına neden olur. En tehlikelisi ise; sürücü, bu tür bozulmaların farkına varamaz ve lastiğin performansına ihtiyaç duyduğu bir tehlike anında, ölümle sonuçlanabilecek kaza ile karşı karşıya kalabilir.

Lastikteki hız sembolü:

Lastiğin taşıyabileceği maksimum yükle yapabileceği en yüksek hız limitini belirtir. Örneğin; lastik üzerinde yazılan T harfi 190 km/saati ifade eder. Tüketicilerin büyük bölümü lastik satın alırken lastik yanağındaki yazılara pek bakmaz. Birçok insan için önemli olan sadece lastiğin markasıdır. Oysa lastik yanağında lastiğin üretim tarihinden kauçuk karışımının cinsine kadar pek çok bilgi bulunur.

Lastikteki Yük Endeksi:

Belirtilen hız limitinde lastiğin taşıyabileceği maksimum yüktür. Lastiğin ne kadar ağırlıktaki bir yükü emniyetle taşıyabileceğini gösterir. Örneğin; lastik üzerinde yük endeksi olarak yazılan 113 rakamı 1150 kg'a tekabül eder.

LED teknolojili farlar:

LED teknolojili farlarının yaklaşık 6.000 Kelvin'lik açık renk ışığı, gün ışığına en yakın olma özelliğini de sahiptir. Dolayısıyla da gece sürüşün daha az yorucu olmasını sağlamaktadır. 4.100 Kelvin'lik xenon farlardan veya nispeten sarımsı görünüme sahip, 3.200 Kelvin gücündeki halojen farlardan belirgin ölçüde ayrışmaktadır. Kısa ve uzun farlarda değişik uygulamalara bağlı olarak kısa farlarda, iki adet dörtlü LED grubunun ışığı iki adet serbest-formlu reflektör tarafından dağıtılır ve temel aydınlatma sağlanmış olur. Üç adet ikili LED grubunun projeksiyon sistemiyle birleştirilmesinden oluşan tasarım, açılmış bir çam kozalağını andırmaktadır. Uzun far ise her biri dört LED'den oluşan bir gruba sahip iki dahili reflektör çatısı tarafından çalıştırılır. Tasarım açısından bakıldığında, ışık adeta türbin pervaneleri tarafından gönderiliyormuşçasına ileriye doğru yönlendirilir.

Lexan:

Çok dayanıklı bir plastik çeşidi olan Lexan, cam gibi şeffaf bir görünümdedir. Çok ince bir tabakası bile normal bir tüfek kurşununu geçirmeyen Lexan, darbeye dayanıklılığı, esnekliği ve sağlamlığı nedeniyle astronotların başlıklarının imalinde, kırılmaz cam imalinde ve benzeri yerlerde kullanılır.

Linea 1.4 16v T-JET 120 HP:

İlk olarak Yeni Fiat Bravo'larda tanıtılan, performansı, gaz pedalına tepkisi, düşük sarfiyatı, imalat kolaylığı, sağlamlığı ve dayanıklılığı ile öne çıkan turbo beslemeli benzinli yeni T-JET motor ailesi, Fiat Linea'da da sunuluyor. 1.4 16v turbo motor, 5000 d/d'de 90 kW'lik (120 hp) güç üretmekte ve 1750 d/d'de 194 Nm'lik maksimum tork sağlamaktadır. Keyifli ve sakin bir sürüş arzulanması halinde yüksek vites esnekliği sayesinde daha az vites değişikliğine imkan tanırken; öte yandan, gaz pedalına ani cevap veren motor ile gerektiğinde performanslı sürüş imkanı sağlanmaktadır. Turbo kompresörün düşük ataleti, bu tür motorlarda sıkça görünen tepki süresi uzunluğunu ortadan kaldırmış olup en üstün performansın elde edilmesine imkan tanımıştır. Bilgisayarlı motor kontrol sistemi tüm işlemlerini hesap algoritmaları sayesinde yürütmektedir. Mekanik bağlantılar içermeyen "drive-by-wire" tipi gaz pedalı kumandası, sürücünün motordan talep ettiği spor veya sakin sürüş tepkisini azami enerji etkinlik ile elde etmesine imkan vermektedir.

lm/W birimi:

Lambaların ışık verimi lümen/vat (lm/W) cinsinden verilir. Işık akısı birimi olan lümen'in büyüklüğü, 75 W gücünde bir akkor lambanın ışık akısının yaklaşık 1000 lm olduğu düşünülerek anlaşılabilir.

LNG (Liqufied Natural Gas = Sıvılaştırılmış Doğal Gaz):
LNG olarak -162 C'de depolanmaktadır.

LPG (Sıvılaştırılmış/Likit Petrol Gazı):

LPG (Liquid Petroleum Gas), petrolün damıtılması ve parçalanması esnasında elde edilen ve sonradan basınç altında sıvılaştırılan başlıca propan, bütan ve izomerleri gibi hidrokarbonlar veya bunların karışımıdır. LPG, basınç altında sıvı halde bulunan propan ve bütana verilen ticari isimdir. Kolay depolama ve taşıma için genellikle sıvı halde tutulur. Gaz yakıtlar hidrojence zengindir ve silindirlere gaz fazında girerler. Bu iki karakteristik temiz bir yanma sağlar.

LPG Sıralı Sistem Dönüşümü:

LPG sıralı enjeksiyon sistemi, enjeksiyonlu araçlarda her silindir için ayrı noktalardan sıralı olarak gaz enjeksiyonu gerçekleştiren bir sistemdir. Sistemin ana parçaları, LPG elektronik kontrol ünitesi, buharlaştırıcı (vaporizer, reducer, regülatör) ve gaz enjektörleridir. Konvansiyonel sistemlerde olduğu gibi; buharlaştırıcı, tanktan gelen LPG'nin basıncını düşürmektedir. Buharlaştırıcıdan çıkan basıncı düşürülmüş olan gaz, dağıtım boruları aracılığıyla gaz enjektörlerine iletilir. Gaz enjektörleri, LPG elektronik kontrol ünitesinin kumandasıyla her silindir için uygun zamanda ve sürede gaz enjeksiyonu gerçekleştirir. LPG elektronik kontrol ünitesi, aracın orijinal elektronik kontrol ünitesinden aldığı bazı verileri değerlendirerek çalışır.

LPG sistemini daha güvenli kılacak unsurlar:

LPG dönüşüm sistemleri doğru malzeme (ECE R67-01'e uygun), doğru montaj ve kullanım sırasında zamanında yapılan periyodik bakımlar ile kullanıldığında güvenli bir sistemdir.

LPG tanklarının değiştirilmesi:

1998 yılında dönüşümü yapılmış otomobillerdeki LPG tanklarının 10 yıllık kullanım süresi dolduğundan değiştirilmesi gerekir. Değiştirilmeyen LPG tankları da güvenliği tehdit eden unsurdur. Taktırılan kitlerde ECE R 67-01 Avrupa güvenlik sertifikası olma zorunluluğu vardır.

LPG, benzinden performanslı mı? :

Araçların yakıt deposu litre olarak doldurulmaktadır. Bundan dolayı enerji yoğunluğu kavramını MJ/lt birimiyle ifade etmek daha doğru bir yaklaşımdır. Hacimsel olarak benzinin enerji yoğunluğu (31.2 MJ/lt) LPG'den (24.2 MJ/lt) daha yüksektir. Bu durum da aynı motor için aynı sıkıştırma oranında benzinli motorun LPG'li motordan daha fazla güç vermesini sağlar. LPG'li motorun benzinli bir motorla aynı performansı sağlamasının yöntemi göreceli olarak daha fazla LPG tüketmesidir.

LPG'nin sıkıştırma oranı:

LPG'nin oktan sayısı benzinden daha büyüktür. Benzinli motorların sıkıştırma oranı maksimum 11 iken, LPG'ye dönüştürülmüş benzinli motorların ise 11 ile 13 arasında olabilir. Böylece sıkıştırma oranı yükseltilmiş LPG'li bir motordan, benzinli bir motordan daha büyük bir termik verim elde edilebilir.

LPG'ye dönüşüm öncesi motorda yapılması gereken kontroller:

Dönüşüm öncesi aracın bakımlarının yapılmış ve ayarlarının iyi olması gerekmektedir. Aracın ateşleme, yakıt ve emme sistemleri kontrol edilmelidir. Yapı parçaları olarak ta özellikle; hava filtresi ve bujiler kontrol edilmeli gerekirse değiştirilmelidir. Ayrıca karbüratörlü araçlarda karbüratör ayarları uygun değerlerde ayarlanmış olmalıdır.

LSD - Limited Slip Differential:

Sınırlı kaydırmalı/kaymalı diferansiyel, özellikle virajlarda ve kaygan yolda otomobilin kaymasını önleyen ve normal diferansiyelden daha gelişmiş bir diferansiyel sistemi olan LSD standart diferansiyelden farklı olarak hızlanma ve yavaşlamada aracı kontrol eder.

LSD - Limited Slip Differential:

Sınırlı kaydırmalı diferansiyel, özellikle virajlarda ve kaygan yolda otomobilin kaymasını önleyen ve normal diferansiyelden daha gelişmiş bir diferansiyel sistemi olan LSD standart diferansiyelden farklı olarak hızlanma ve yavaşlamada aracı kontrol eder.

Lux:

Lux (Latincede ışık anlamına gelir), aydınlatma kuvvetinin ölçüm birimidir.

Cevapla
(Son Düzenleme: 28-02-2011, Saat:14:15, Düzenleyen: isoskeisos.) .
Konu: 11
Mesaj: 552
Cinsiyet: Erkek
Kıdem: 26-11-2010

oku oku bitmiyor biggrin
ama çok faydalı

Cevapla
(Son Düzenleme: 28-02-2011, Saat:15:36, Düzenleyen: sfr2001.) .
Konu: 451
Mesaj: 2,197
Cinsiyet: Erkek
Kıdem: 29-11-2010

(28-02-2011, Saat:15:36)sfr2001 Adlı Kullanıcıdan Alıntı: oku oku bitmiyor biggrin
ama çok faydalı

Kardeşim;
Evet haklısınız uzun ve sıkıcı bir konu ancak faydalı. bu konuda şunu yapabilirmiyiz bilmiyorum.Bu bilgileri alfabetik olarak sıralayarak bir başvuru kaynağı olsun istiyorum. Henüz bitmedi,devamı var.. Tamamen bitince Admin kardeşimden veya yazılımdan anlayan forum üyesi bir arkadaştan rica ederek bu bilgileri Alfabetik düzenleme yaptırmak ve üyelere sabit bir konu başlığı altında sunmak istiyorum. Böylece üyelerimiz hiç sıkılmadan aradığını bulacak ve sadece onu okuyarak bilgi sahibi olacak...
İyi forumlar......

Cevapla
.


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  0 km 1.3 multijet nasıl açılır Hkn07 8 11,562 15-02-2016, Saat:19:53
Son Yorum: mrt03mrt
  [Önemli] AİRBAG PATLAMASI NASIL OLUR ? TURUNCU 16 4 5,353 16-12-2013, Saat:10:18
Son Yorum: TURUNCU 16
  [Bilgi] Blow off Nedir? Nasıl Kullanılır? isoskeisos 4 10,955 27-11-2012, Saat:21:38
Son Yorum: rexetce21
  [Bilgi] Dizel Arabalara Nasıl Blowoff Takılır? isoskeisos 1 8,761 27-11-2012, Saat:21:33
Son Yorum: rexetce21
  ABS Fren Nedir, Nasıl Çalışır? afacan 1 3,829 24-09-2012, Saat:23:09
Son Yorum: HamsiPower

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Türkçe Çeviri : MyBB Türkiye
MyBB, © 2002-2024 MyBB Group.